n Yaşadığı nköyün dışına zorunlu olmadıkça çıkmayan anneyle telefonda diyalogda nzorlanmıştık. İlk görüştüğümüzde ifadelerle anlatamadığımız duygularını ntasavvur dahi edememiştik. Çocuklarına her anne gibi yıllarca kol kanat germiş, nkıt kanaat imkanlarla onları geleceğe taşımak için olağanüstü gayret göstermişti. nGerçek şu ki, hayalleri ve beklentileri zor şartlarda yaşadıklarının tek ntesellisiydi.
n Yılların nüzüntüsünün sebebi, yirmi yaşına getirdiği en büyük iki çocuğunun engelli ve neğitim sürecine katılamaması idi. Osmancık İlçemizin bir köyünde birkaç hayvanıyla ngeçimini sağlarken, çocuklarının geleceği için hayata sarılmaktan başka yolu da nyoktu.
n “Başa ngelen çekiliyor; kaderin önüne geçilmiyordu. Çocuklarının iyi kötü yapabildiği çobanlığın naileye katkısı ne olabilirdi ki! Yıllar geçtikçe artan sorumluluğunu düşünürken nbir taraftan da üçüncü sıradaki oğlu ve son sırada yedi yaşındaki kızının sağlığıyla nşükrediyordu.
n Hayat nsadece düz çizgi değil elbette, ama o bir türlü düzlüğe ulaşamıyordu. Yaşadıkları ndepreme rağmen ayakta kalmaları ise gerçekten takdire şayandı. Kendilerinin nfarkına varamadıkları müthiş mücadelelerinde mutlu olmanın yollarını da nbulmuşlardı. Nedense yaşanabilecek olumsuzluklar ailenin üzerine yapışmış, şiddeti nbüyük bir sınavdaydılar. Köydeki mazbut yaşantıları sürerken üçüncü çocuğun lösemiye nyakalanması maddi manevi sıkıntılardaki seviyenin ölçüsünü taşırmıştı. Şükür nçizgisinden uzaklaşmıyorlar, yaşadıklarının Allah’tan geldiğine inanıyorlardı çünkü. nSon gelişmeler sırtındaki yükü ağırlaştırmış, sert esen rüzgâr aileyi Samsun’a sürüklemişti. n
n Babaların nevlatları için koşturdukları inkar edilemez ama bu yazıda anneden söz etmek nistedim. Zorluklara o kadar alışmıştı ki, kısa sürede yeni ortama da ayak uydurmuştu, nOsmancıklı anne. Tesellisi, yedi yaşındaki kızının iliğinin abisinin iliğiyle nuyumlu olmasıydı. Çilelerle yoğrulan, ufak tefek sıkıntılara aldırış etmeyen nanne, hastane odasındaki günlerinde de çocuğuyla mutluluğun peşindeydi. Gerçekleşen nilik nakli ve aylar sonraki gelişmeler, geçmişteki sıkıntıları unutturuyordu. Parçalanmış nailede baba köydeki işleri takip ederken, annenin Erkan’la Samsun’da konaklama nsüreci başlamıştı. Maddi sıkıntıları üst düzeyde olsa da her uğradığımızda ngözlemlediğimiz tebessümleri, mutluluğunun anlamını ve değerini bildiklerinin nifadesiydi. Erkan aldığı ilikle sağlığına kavuşmuş, kontrol sürecindeki nsonuçlar yüz güldürüyordu.
n Soğuk nSamsun akşamında tanıştığımız ilk gün, duygularını ifade edemeyen mahcup Anadolu nkadını sabır küpüydü adeta. Oğluyla evin küçük odasında dert arkadaşlığı, nkapılarının sık sık tıklatılmasından duyduğu mutlulukla derinleşiyordu. O gün nbugün kendilerini yakın takibe alarak, Samsun insanıyla kendilerini nbuluşturduk. Bizden önce tanıştıkları Hülya kardeşimizin, ailenin sorunlarına nçözüm araması da ayrı bir insanlık dersiydi. Aylar sonra tedavisini sürdüren ndoktorunun “Erkan son aylarda pozitif anlamda değişti.” sözleriyle bizler de seviniyorduk. nDedelerine kadar ailenin birçok ferdiyle tanışmış, yalnızlık duygularını ngidermeye çalışmıştık. Her gittiğimizde çocuğunun etrafında pervane oluşuna tanık noluyor, çekingenliğinden bizlerle diyalog kuramamasını normal karşılıyorduk. O ndönemlerde Erkan’ın, köyünü özlediğini söylediği hasret kokan talepleri de nyerine gelmişti.
n Her nşeyin son derece güzel gittiği günlerde aniden aldığımız haberle şok oluyorduk. nLösemi teşhisiyle çocuğunu gözünün önünden ayırmayan, kendisinin ayrılması da nmümkün olmayan anne, baş ağrısı ve kusma belirtileriyle gittiği hastanede beyinde ntümör bulgusuyla yüzleşmişti. Erkan’ın bakımıyla ilgilenecek başkasının olmaması nbir yana, yaşanan bu son gelişme baba için fevkalade yıkıcıydı. Hasta yatağında ngörüştüğümüzde tek düşüncesini tahmin etmekte zorlanmıyorduk.
n Yataktan nkalkamaz da bana bir şey olursa… O anne, işte böyle bir anneydi…
n Maalesef nbir ay sonra onu hayata bağlayan çocuklarına veda etti. Allah’ın rahmeti nüzerine olsun. Önümüzdeki çok ama çok zor süreçte, ailenin Allah yardımcısı olsun. nÖzverilerle dolu örnek yaşantısı, eminim ki ahrette ona ödül olarak dönecek; ayaklarının naltındaki cennetinde evlatlarını bekleyecektir.
n Güle ngüle, Meryem anne…