Önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Şimdilik üç aday çekişecek.
Şartların eşit olması gerekir.
Gerekmesine gerekir ama eşit olmayacağı apaçık ortada.
Biri başbakan, gücü elinde olan, imkanları kullanabilen biri.
Diğerleri tabiri caizse sıradan birileri.
Oldu mu?
Olmadı.
Yakışık da almadı.
İşin içine kul hakkı girdi.
Başbakan olarak seçimde kullanılacak imkanlar kul hakkına girer.
Kul hakkı önemli.
Bunu en iyi bilmesi gereken de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
Kul hakkı ile oturacağı makamı elde etmemesi gerekir.
Şartlar eşit sahaya çıkmalıydı.
Kazanıp oturmalıydı.
Başbakan Erdoğan yarın Samsun’da olacak.
Geliş nedeni her ne kadar toplu açılışlar olarak nitelendirilse de adaylık çalışmalarını Samsun’dan başlatmak için geliyor.
Devlet babanın imkanlarıyla.
İşin içinde kul hakkı var.
Bu mübarek günde bu tür yanlışlar olmamalı.
Eğer oluyorsa, bir değil bin kez düşünmek gerekir.
Bugün(dün) 5 siyasi parti biraraya geldi, Ekmelettin İhsanoğlu’na destek kararı aldı.
Yani rakibi küçümsenmemeli.
Eşit şartları da yabana atmamalı.
O eşit şartlar yarar kadar zarar da getirebilir.
Her şeyden önce kazanmak için her şeyin mübah görüldüğü izlenimine neden olur.
Ortada görünen, yani kararsız olanları yönlendirir.
Mağdur durumda kalanlara ilgiyi artırır.
Toplumda tepkili kesime neden olur.
Beklenilen yararı zarara dönüştürür.
Kısacası, önümüzdeki seçimlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlıktan istifa edip seçimlere girseydi ona olan ilgiyi bence daha da artırırdı.
Çıkar suçlamalarına maruz kalmazdı.
Kul hakkı ile suçlanmazdı.
Sizce hangisi daha hayırlı olurdu?
Bence kazanmak için her şeyin mübah görüldüğü bir yolu hayırlı da göremem, etik de.
Ne dersiniz?