Türkün Türk'ten Başka Dostu Yok mu?

Kendimi bildim bileli klişeleşmiş cümle.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev'in Atatürk tarafından ifade edildiği dillendirilir.

Araştırmacı diplomatlarımızdan, eski kültür bakanı Namık Kemal Zeybek ise yeni kurulan Cumhuriyetin, başta komşular ve tüm dünyaya barışı, dostluğu öneren kişinin Atatürk olduğunu söyleyerek olaya farklı bakar.

Birde sözün Nihal Atsız'a ait olduğu ve daha bir buçuk yaşındaki oğluna vasiyette bulunarak Türklerin düşmanlarının listesini yaptığı yazılmaktadır.

Listeye baktım.
Sıralayıp yazmam mümkün değil.

Kimin neyi neden söylediğinden ziyade şu son günlere bakalım.

Depremle beraber dünyanın en uzak diyarları bize elini uzattı/uzatıyor.

Her millet ve dinden yardım gönderenler.

Türk olduğumuz için değil, insanlık adına yardım ediyorlar.

O değerin karşılığı dünya kurtarma ekipleriyle hızlıca hareket etti.

Onlarla süreci yaşadık.

Onlarla ağladık onlarla seviniyoruz.

Yardımlar gelmesine geldi de;
Pandemi sürecinde dünyaya karşılıksız el uzatmamızın vefa duygularını göz ardı edersek haksızlık etmiş oluruz.

Şu da bir gerçek ki deprem bizi kendimize getirdi.

Türk Milletinin dayanışması dünyayı dahi şaşırttı.

Dinine, diline, mezhebine bakılmaksızın el uzatıldı depremzedeye.

Buna rağmen Türk'ün Türk' den başka dostu olmadığını düşünmek istemiyorum.

Türkün düşmanını hep dışarda ararız da.

Yaşamın en büyük değeri İNSAN olarak bilinirken.
İçimizde kabul görmez kimlikleri birazda görmezden geliriz.

Bir olay var ki ciğerleri parçalayan?

Enkazdan çıkarılan çocuk anne/babasının da kurtarılmasını söylerken.
'Sesim geliyor mu?' çağrısına enkazdan karşılık verilmiyor.
Velhasıl kurtarılan anne babaya 'Neden sesimize karşılık vermediniz?' sorusuna 'Suriyeli olduğumuz öğrenilirse bizi çıkarmazlardı' diyor.

Depremin ortaya çıkardığı trajedi.

Bu algıyı yaşatmanın utancını açıklayabilir miyiz?

Tüm dünya ülkemize insani değerler adına koşarken, ayırt edici psikolojiyi farklı bir kimliğe yaşatan anlayışı 'Evrensel Değer İnsan' kavramının neresine yerleştirebiliriz?

Bazen şapkayı masaya koyup.

'İnsan en büyük değer' panosunu.

Kalbimizin derinliklerinden indirmesek.

Diye düşünüyorum.