n

n
n Kurumların kendi iç denetim sistemleri
n
n çalışabilse; yolsuzluk, usulsüzlük ve suistimal iddiaları
n
n büyük ölçüde azalacak...
n
n Ancak, sistemi işletebilmek öyle
n
n kolay değil...
n
n Siyasetçinin adını kullanan ya da onun yanında
n
n kamuoyunda görüntü veren bürokratlar
n
n başta olmak üzere birçok etken var işin içinde...
n
n Mekanizmanın dişlileri birbirinden kopmadıkça;
n
n yani siyaseten rekabet söz konusu olmadığında çarklara
n
n işlerlik kazandırmak kimsenin aklına gelmiyor...
n
n Menfaat çakışmaları yaşanırsa o başka...
n
n İyi kurgulanmış senaryolar da var bazen...
n
n Sistemin içine yazışmalarla bulaştırılan
n
n ve güven duygusuyla imzaları alınan herhangi bir bürokrat,
n
n yanlışa uyanıp, zincirin halkasından
n
n çıkmak istediğinde doğruları söyleyerek yanmak yerine
n
n susarak, işine devam etmek zorunda bırakılıyor...
n
n Geçim kavgasında haksız da sayılmaz hani...
n
n Hiçbir kurumda tek başına
n
n yolsuzluk yapmak mümkün mü?..
n
n Kurumların yöneticileri gerçekten dürüst insanlarsa;
n
n iç denetim sistemlerini sıklıkla hayata geçirir ve bu kontrollerden
n
n asla gocunmaz!..
n
n Herhangi bir yolsuzluk ortaya çıktığında da
n
n içi rahat olur. Kim çaldıysa hesap versin der...
n
n Aksi davranıyor ve iddiaların
n
n araştırılmasını engelleyecek bahaneler üretiyorsa; şüphe duyulmaz mı?..
n
n O zaman yöneticiye çiğ yedin ki karnın ağrıyor demezler mi?..
n
n Milletin hafızasına güvenip unutturma taktiği güdenlerin,
n
n devletin arşivlerini hesaba katmadığı anlaşılıyor...
n
n Bu milleti aptal yerine koyanlar hep yanılmıştır...
n
n Çünkü, bu devletin hafızası sağlamdır ve
n
n gün gelir birileri o arşivlere girer...
n
n Yani millet unutsa bile devlet unutmaz!..
n
n
n
n
n