Gazetemiz köşe yazarlarından Sevgili Ayhan Hamlı, iki gün önceki
yazısında “Raylı sisteme karşı çıkmak doğru mu?” diye soruyor ve
çıkılmasını eleştiriyordu. Üzerime alındım. Zira o yazıdan birkaç gün
önce ben Gar-Tekkeköy arası hafif raylı sistem projesini köşeme
taşımış ve bazı sorular sormuştum. Sorularıma doğal olarak
ilgililerden yanıt beklerken; konuya sevdiğim bir arkadaşımdan tepki
gelmesi beni şaşırttı. Ayhan Hamlı benim sevdiğim, değer verdiğim bir
insan, bir dost. Kendisiyle bir polemiğe girmek aklımın ucundan geçmez
ama konunun netleşmesi için bazı hususları tekrar vurgulamak gerek.
Ben söz konusu yazımda “Benim aklım herkesin aklından daha üstündür”
ya da “makam benimse söz de benimdir” mantığı ile yapılan yanlış
yatırımların kente hem zaman hem de kaynak kaybettirdiğini” belirtmiş
ve buna Gelemen Tersanesi ile Samsun-Çarşamba Havalimanı kargo
tesisleri gibi iki pahalı ve yanlış yatırımı örnek göstermiştim.
Benzer bir yanlışlığa düşmemek için de Gar-Tekkeköy arası hafif raylı
sistem projesinin de tartışılmasını istemiş ve bazı sorular sormuştum.
Sayın Hamlı yazısında “Gar-Tekkeköy arası yapılacak raylı sisteme
“Raylı Sistem Zarar Ediyor “ gerekçesi ile karşı çıkılmasını
anlamıyorum. Bir Samsunlu olarak mevcut sistemin Çarşamba’ya kadar
daha hızlı bir şekilde gitmesini arzu ederim. Bu belki bugünkü
şartlarda biraz zor olabilir. Ama en azından raylı sistem mutlaka
Çarşamba Havaalanı na kadar gitmeli düşüncesini taşıyorum. Çünkü kamu
hizmeti kar zarar hesabı ile yapılırsa, işin sosyal boyutu atlanır. Bu
yüzden bu gerekçelerle raylı sisteme karşı çıkanların bir kez daha
düşünmesini istiyorum” diyor. Uzatılma gerekçesinin birisi Nisan
2015’te düzenlenen ve bir daha ancak iki yıl sonra tekrarlanacağı
ifade edilen kitap fuarı, bir diğeri de futbol sezonunda oynanacak on
altı ya da 20 futbol müsabakası! Sayın Hamlı “Karşı çıkarken bunları
da düşünmek gerek” diyor. Öyle bir dev yatırımı böyle iki gerekçeyle
isterken de düşünmek gerekmez mi?
Sayın Hamlı, bu kadarla da yetinmiyor; sitemin bir taraftan
Çarşamba’ya, bir taraftan Yusuf Ziya Yılmaz Otogarı’na, diğer taraftan
da OMÜ yerleşkesine uzatılmasını öneriyor. Sanırım Sayın Hamlı
Cumhuriyet’in ilk demiryolu hattının Samsun-Çarşamba hattı olduğunu ve
bu hattın iki kere açılmasına rağmen iki kere de yolcu yokluğu ve
zarar ettiği gerekçesiyle devre dışı bırakıldığını bilirler. Yine
sanırım raylı sistemin yüzde yedilik eğimleri çıkamadığını, OMÜ
yerleşkesinin ise yüzde on üçlük bir eğime sahip olduğunu da bilirler.
Buna rağmen yapılamaz mı? Elbet yapılır. Eğer bedelini öderseniz her
şeyi yaparsınız, önemli olan elde ettiğiniz hizmetin yaptığınız
yatırıma değmesi. Ama o maliyet çok yüksek. O kadar yüksek ki
neredeyse on altı buçuk kilometrelik hattın tamamına denk.
Ben olsun ya da olmasın demeden konunun uzmanlarıyla ve kanaat
önderleriyle tartışılsın ve halka yeterli açıklama yapılsın diyorum.
Bu hat sonuçta halkın vergileriyle yapılacak ve bu hatta ayrılacak
kaynak başka belediye hizmetlerinden kesilerek ayrılacak. Borcu sadece
biz ödemeyeceğiz, çocuklarımız, torunlarımız ödeyecek.
Gazetecilik soru sormak sanatıdır. Sormadan öğrenmeden, öğrenmeden
bilmek, bilmeden yazmak mümkün değildir. Bazıları bunu mümkün görse
bile bana göre doğru değildir. Soracağız, en azından ben soracağım,
sormaya devam edeceğim: Gar-Tekkeköy arası hafif raylı sistemin
günlük/aylık/yıllık yolcu taşıma, gelir ve gider tahminleri nedir?
Sistem kaça malolacaktır? Ne kadarı öz kaynaklarla, ne kadarı
krediyle karşılanacaktır? Kredilerin maliyeti ve geri ödeme takvimi ne
olacaktır?
Sevgili dostlarım ne derse desin ben bunları ve mevcut hattın
ekonomisini sormaya devam edeceğim? Sahi, bu kentte yaşayan insanlar
olarak Samulaş’ın bilançosunu siz de merak etmiyor musunuz sevgili
Samsunlular?