Akıllı telefonlar, internet ve bilgisayarlar olmadığı zamanlara bir geri dönüş yapalım. Çocuklar sokaklara çıkıp oynarlardı, komşuluk ilişkileri daha yakın ve samimi idi. Teknoloji hiç şüphesiz hayatımızı kolaylaştıran önemli bir araç. Örneğin uçak yolculuğu ile artık gitmek istediğimiz yerlere çok kısa zamanlar içerisinde varabiliyoruz. Artık uzaktan görüşme yapıp sevdiklerimizle hasret giderebiliyoruz. Yine internetten artık bilgiye erişimimiz oldukça kolaylaştı. Tüm bunlar teknolojinin artıları arasında yer alıyor. Fakat bir de teknolojinin hayatımızdan götürdükleri var....
Sosyal Medyada Kıskançlık Krizi
Kıskançlık insanoğlunun var olduğu tarihten itibaren var. Yine bu durum doğamızda yer alıyor. Bunu en güzel küçük çocuklarda bile görebiliyoruz. Küçük çocuklar saf ve temiz olmalarına rağmen kıskanç oluyorlar. Bu da insanların beyninde kıskançlığın kodlandığını gösteriyor bizlere.
Fakat sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla bu durum farklı boyutlara ulaştı. Artık insanlar yediği içtiği, gezdiği yerleri bile sırf nispet olsun diye sosyal medya hesaplarından paylaşabiliyor. Buda toplumu ikiye bölmeye yetiyor.
Onun Var Benim Neden Yok?
Dijital mecralarda sosyal medyada gördüğümüz hayatları tamamen gerçek sanıyoruz. Fakat aslında bu durum böyle değil. Öncelikli olarak bizler onun var benim neden yok diye kendimizi yıpratıp duruyoruz. Onda var benim neden yok tuzağına düşüyoruz. Bu da teknolojinin bizlere dezavantaj olarak getirmiş olduğu unsurlardan birisi.
Kısacası teknoloji hayatımızı önemli ölçüde kolaylaştırırken toplumumuzun ayarlarıyla oynamaya da devam ediyor.





