Dünya her geçen gün daha bağlantılı hale geliyor. Ülkeler arası sınırlar fiziksel olarak yerinde dursa da, bilgi, belge ve insanlar; dijital kanallar üzerinden adeta ışık hızında yer değiştiriyor. Bu hızlı akışın görünmeyen ama en kritik kahramanlarından biri de tercümanlar. Özellikle mütercim tercümanlık bölümü öğrencileri için şimdi tam zamanı: Yeni dünya, onların üzerine inşa ediliyor.
Yıllardır "tercümanlık" kavramı, arka planda kalan, sessizce yürütülen bir meslek olarak algılanıyordu. Oysa artık durum çok farklı. Bugün Protranslate şirketindeki yeminli tercüman, sadece diller arası bir köprü değil, aynı zamanda bir iletişim tasarımcısı, bir kültür yorumcusu ve bir karar destek mekanizması gibi çalışıyor. Ve bu dönüşüm, gençler için heyecan verici fırsatlarla dolu.
Sayılar Konuşuyor: Türkiye ve Dünyada Çeviri Eğitimi
Türkiye’de aktif olarak eğitim veren 50’nin üzerinde üniversitede Mütercim-Tercümanlık ve Çeviribilim bölümleri bulunuyor. 2025 yılı itibarıyla bu bölümlerde okuyan öğrenci sayısı 18 bini geçti. Öğrencilerin büyük çoğunluğu İngilizce, Almanca ve Fransızca dillerinde eğitim görse de Arapça, Rusça, İspanyolca ve Çince gibi diller de son yıllarda büyük ivme kazandı.
Bu artış tesadüfi değil. Çünkü dünya genelinde tercüme ve yerelleştirme pazarının 2030’a kadar 92 milyar doları geçmesi bekleniyor. Bu büyümenin en önemli nedenlerinden biri de artan göç hareketliliği, uluslararası ticaretin dijitalleşmesi ve kültürler arası iletişim ihtiyacının çeşitlenmesi.
“Ben Çeviribilimi Okuyorum” Demek Artık Fark Yaratmak Demek
Uzun süre boyunca bazı öğrenciler çeviri bölümlerini "yazdıracak başka yer bulamadım" gibi düşüncelerle tercih edebiliyordu. Oysa bugün bu alan, bilinçli olarak seçilen ve geleceğe yatırım yapan öğrencilerin tercihi haline geldi. Çünkü artık çeviri, sadece edebi metin çevirmek değil; aynı zamanda hukuk, tıp, finans, yazılım, oyun sektörü, akademik yayınlar ve hatta sosyal medya içeriklerine kadar genişleyen bir dünyayı temsil ediyor.
İstanbul’da özel bir üniversitenin son sınıf öğrencisi Aslı, bu farkı şöyle anlatıyor:
“Lisedeyken sadece kitap tercümesi yaparım sanıyordum. Şimdi Amazon’un ürün kataloglarını, Hintli bir yazılım firmasının kullanıcı sözleşmesini ve İspanyolca bir TED konuşmasını aynı hafta içinde tercüme etmiş oldum.”
Kariyer Seçenekleri Sandığımızdan Çok Daha Geniş
Bugün bir tercümanlık bölümü mezunu için en yaygın iş alanları şu şekilde sıralanıyor:
Freelance veya sözleşmeli yeminli tercümanlık (özellikle online platformlar aracılığıyla)
Yayıncılık sektörü (kitap, dergi, akademik yayınlar)
Uluslararası şirketlerde tercüme koordinatörlüğü veya proje yöneticiliği
Medya ve dijital içerik çevirisi (altyazı, dublaj, sosyal medya)
Kamu kuruluşlarında resmi dil uzmanlığı
Kültürel aracı roller (konsolosluk, kültür ofisleri, STK’lar)
Eğitim (çevrimiçi dil eğitmenliği, içerik üretimi)
Yazılım ve oyun lokalizasyonu
Noter onaylı belge hizmetlerinde görev alarak yeminli tercüman olmak
Yani mezuniyet sonrası iş arayan değil, iş beğenen bir profil çizmek artık mümkün.
Gelecek Teknolojiyle El Ele: Makine Çevirisi Değil, İnsan Dokunuşu
Türkiye'nin en büyük yeminli tercümanlık hizmeti sağlayıcısı Protranslate verilerine göre özellikle son 5 yılda yapay zeka destekli makine çevirisi sistemleri gelişse de, insan eli değmeden yapılan tercümelerin kalitesinin sınırlı olduğu defalarca kanıtlandı. Google Translate bir cümleyi 5 saniyede çevirebilir, ama o cümledeki duygu, bağlam ve kültürel niyeti yakalayamaz.
İşte tam da bu nedenle, tercümanlık artık sadece dil bilgisine değil; empatiye, analize ve kültürel sezgiye dayalı bir meslek haline geliyor. Bu da mütercim tercümanlık bölümü öğrencilerini geleceğin iletişim uzmanları haline getiriyor.
Küresel İş Ağlarına Erişim Kapısı
Dünyanın farklı köşelerinden iş almak artık zor değil. Protranslate gibi online Tercüme platformları sayesinde, Bursa’da ya da Van’da oturan bir öğrenci; Kanada’daki bir göçmenlik ofisi için, İtalya’daki bir moda markası için ya da Güney Kore’deki bir dijital oyun şirketi için çalışabiliyor. Coğrafi sınırlamalar ortadan kalkmış durumda.
2024 yılında Türkiye’den 12.800 kişi, Protranslate, Upwork, Fiverr ve benzeri global freelance platformlar üzerinden tercüme hizmeti satışı gerçekleştirdi. Bu kişilerden %42’si üniversite öğrencisiydi. Özellikle gençler, esnek çalışma saatleri ve döviz üzerinden gelir elde etme avantajı nedeniyle bu sistemleri hızla benimsiyor.
İlham Veren Hikâyeler
Erciyes Üniversitesi'nden yeni mezun olan Duru, daha okul sıralarındayken bir YouTube kanalının altyazı çevirilerini yapmaya başladı. Bir yıl içinde İngilizce-Türkçe kombinasyonunda 1.200’den fazla video çevirdi. Şimdi ise büyük bir medya şirketinde tam zamanlı çevirmen olarak görev yapıyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Emir, blockchain ve kripto para alanında İngilizce’den Türkçe’ye teknik dökümanlar çeviriyor. “Hiç bilmediğim bir konuda çevire çevire uzman oldum,” diyor.
Bu tür örnekler, öğrencilerin sadece teorik bilgiyle değil, aynı zamanda sahada uygulama yaparak gelişebileceklerini gösteriyor.
Üniversiteler de Hazırlık İçinde
Artık birçok üniversite, çeviri bölümlerine “sadece tercümanlık” değil, aynı zamanda “meslek eğitimi” gözüyle bakıyor. Örneğin bazı bölümlerde:
CAT tools (bilgisayar destekli tercüme yazılımları) eğitimi zorunlu hale geldi.
Proje yönetimi ve müşteri ilişkileri gibi dersler verilmeye başlandı.
Gerçek işlerle staj imkânı sunan platformlarla iş birlikleri yapıldı.
Bu sayede öğrenciler mezun olmadan önce “nasıl müşteriyle iletişim kurarım?”, “bir metni hangi yazılımda çeviririm?”, “terminolojiyi nasıl korurum?” gibi gerçek hayatta karşılaşacakları sorulara hazırlıklı hale geliyor.
Özetle: Çeviri Sadece Meslek Değil, Bir Yaşam Biçimi
Gelecek, çok dilli, çok kültürlü ve çok bağlantılı olacak. Bu yapının merkezinde ise dilleri, kültürleri ve insanları birbirine bağlayan kişiler olacak. Yani bugünün tercüme bölümü öğrencileri.
Onlar için sadece masa başında kelime çevirmekten çok daha fazlası söz konusu: Yaratıcılık, strateji, dijital yetkinlik, kültürel empati ve uluslararası iş birliği.
Ve her tercüme, bir başkasının hayatına açılan yeni bir pencere olabilir. Belki bir akademisyenin yurtdışında yayınladığı makale, belki bir annenin Kanada’ya yaptığı göçmenlik başvurusu, belki de bir çocuğun başka bir ülkede okuyacağı okul… Tüm bu hikâyelerde bir yeminli tercümanın izi vardır.
Yeminli tercümanlık, bu yolculuğun en kurumsal ve resmi adımlarından biri olabilir. Ancak çeviri eğitimi alan her genç, ister bireysel ister kurumsal, ister dijital ister fiziksel; bu dünyada önemli bir rol oynayacak. Gelecek, onların kelimeleriyle şekillenecek.