Siyasetçi Enver Aputkan Kimdir?
Siyasetçi Enver Aputkan Kimdir?
İçeriği Görüntüle

Bu biyografi, 22 Ağustos 1958 tarihinde Ankara'nın Etimesgut ilçesinde dünyaya gelen Adalı'nın kısa süren yaşamını, hukuki süreçlerini ve ideolojik kimliğini tarafsız bir dille aktarmaktadır. Kendisinin hayatı, Türkiye'nin siyasi çalkantılarla dolu dönemine tanıklık eden dramatik bir kesiti gözler önüne sermektedir.

Necdet Adalı, gençlik yıllarında Kurtuluş Hareketi’nin lise kanadı olan Dev-Lis’e mensuptu ve siyasi görüşlerinden taviz vermeyen kararlı bir devrimci olarak bilinirdi. Yıldırım Beyazıt Lisesi son sınıf öğrencisi olduğu dönemde, 10 Temmuz 1977 tarihinde Ankara'nın İsmetpaşa semtinde bulunan bir kahvehanenin taranması ve bu olayda iki kişinin hayatını kaybetmesi eylemiyle ilişkilendirildi. Bu olaydan kısa süre sonra yakalanarak tutuklandı ve yargılanma süreci başladı. Eylemi gerçekleştirmediğini ve olayla bir ilgisinin olmadığını ısrarla belirtmesine rağmen, hakkında idam talebiyle dava açıldı.

Yargılama Süreci Ve İdam Kararı

Necdet Adalı hakkındaki yargılama, dönemin çalkantılı siyasi ortamında ilerledi ve 2 Ekim 1979 tarihinde idam cezasına çarptırıldı. Bu süreçte yaşananlar, mahkeme salonunda sanıkların "Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Sosyalizm!" sloganları atması gibi çarpıcı anlara sahne oldu.

Askeri Yargıtay Onayı Ve Darbe Sonrası İnfaz

Adalı hakkındaki idam kararı, Askerî Yargıtay 2. Dairesi tarafından 16 Temmuz 1980'de onaylandı. Dava dosyası, 26 Temmuz 1980'de Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından Başbakanlığa, oradan da Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi. Kararın yeniden görüşülmesi için yapılan hukuki başvurular sürerken, 12 Eylül Darbesi gerçekleşti.

Darbe sonrasında, 6 Ekim 1980 tarihinde Kenan Evren başkanlığında toplanan Millî Güvenlik Konseyi, Adalı’nın da aralarında bulunduğu dört idam mahkûmunun cezasının infazına onay verdi. Bu infaz, darbe yönetiminin ilk idamları olarak tarihe geçti. Adalı ile beraber sağ görüşlü Mustafa Pehlivanoğlu da aynı gün idam edildi.

Mahkeme Başkanının Farklı Görüşü

Necdet Adalı'nın davasına bakan mahkeme heyetinde yer alan Emekli Albay Hâkim Hamdi Sevinç, verdiği bir demeçte Adalı'nın suçsuz olduğuna inandığını ve bu nedenle idam kararına şerh koyduğunu belirtti. Sevinç, bu tavrı sebebiyle ceza almış ve daha sonra ordudan istifa etmek durumunda kalmıştır. Bu durum, yargılama sürecinin tartışmalı yönlerinden biri olarak öne çıkmaktadır.

İdam Ve Son Sözleri

Necdet Adalı, 7 Ekim 1980 günü sabaha karşı Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan Ulucanlar Cezaevi'nde asılarak idam edildi. İdam sırasında sergilediği metanet ve son sözleri, kendisini destekleyen kesimlerce yıllarca unutulmamıştır. Adalı'nın darağacındaki son beyanları şöyledir:

"Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği. Kahrolsun sömürgecilik. Kahrolsun faşizm. Yaşasın antiemperyalist, antioligarşik demokratik halk devrimi.”

Adalı'nın ailesine yazdığı son mektupta ise "Sizlerin de ezilen halklar uğruna verilen mücadelede katledilişimden dolayı üzülmemenizi ve bundan gurur duymanızı bekliyorum." ifadeleri yer almaktadır.

Dava Sonucu Ve Mirası

Yıllar sonra, Necdet Adalı'nın davası tekrar ele alındı ve olayla bir ilgisinin bulunmadığı kanıtlandı. Bu durum, 12 Eylül Darbesi döneminde verilen kararların tartışmalı yönünü bir kez daha gözler önüne sermiştir. Adalı, darbe sonrası idam edilen on beş sol görüşlü mahkûmdan biri olarak, hafızalarda Türkiye siyasi tarihinin acı bir döneminin sembolü olarak yerini almıştır.