Kadın ve çocuk hastalıkları konusunda ülkemizin önde gelen doktorlarındandı.

Askeri Tıbbiye mezunu olduğu için Ömer Besim Paşa olarak anılıyordu.

Daha sonra 'Akalın' soyadını aldı.-

Besim Ömer Akalın 1912 yılında New York'taki bir sağlık kongresine katılmak için bir ay öncesinden Titanic'te yer ayırtmıştı.

Yolculuğu Titanic'in sonradan uğrayıp yolcu alacağı Fransa'daki Cherbourg limanında başlayacaktı.

Besim Ömer Akalın limana gidecek olan trene bindi ancak tren kötü hava koşulları, şiddetli yağmur ve bunun yol açtığı toprak kaymaları yüzünden 16 saat gecikti.

Besim Ömer Akalın Cherbourg limanına vardığında, Titanic gideli tam 4 saat olmuştu.

Ömer Besim Akalın New York'a gidecek olan başka bir gemiden bilet aldı ve beklerken bir gazeteden Titanic'in battığı haberini okudu. Üstelik ölen yolcular listesinde kendi adı da vardı. Gemiyi kaçırmasına rağmen adı yolcu listesinden çıkarılmamıştı.

Şimdi gelelim işin bir başka boyutuna.

Dedik ya Ömer Besim Akalın kadın ve çocuk hastalıkları konusunda ülkemizin önde gelen doktorlarındandı.

1892 yılının İstanbul'unda ilk kez bir "Viladethane" açılır.

Açan da eğitimini Paris'te tamamlamış olan Besim Ömer Paşa'dır.

"Açılır" dedik ama bu hiç de kolay olmaz.

1885'te de Vehbi Bey kente bir viladethane açma girişiminde bulunmuş, hatta binanın planlarını mimar Perpignanni'ye çizdirtmiş, ama saraydan izin çıkmayınca tüm çalışmalar rafa kaldırılmıştı.

Geçen yedi yıl içinde, birçok kadın doğum anında ölürken bir o kadar çocuk da sakat kalır. Besim Ömer Paşa, belli çevreler tarafından hakarete uğrar, Cağaloğlu'ndaki evi taşlanır. Bunun nedeni "Piçhane" kurmasıdır! "Hangi kadın gider orada doğum yapar, elbette doğacak çocuğun babası belli olmayan.

Böyle düşünür kimileri ve Besim Ömer Paşa'yı şeytan ilan ederler. Evet, viladethane "doğumevi" demektir ve onun kuruluşunda öncülük yapan Besim Ömer Paşa da kadın doğum uzmanı olan bir bilim insanıdır.

Günümüzde, doğumevlerine gelen ziyaretçiler yeni doğan bebeğe ilk oyuncak olarak "Teddy bear" armağan ediyorlarsa, bilinmelidir ki bu mutluluğun bedeli Besim Ömer Paşa tarafından ödenmiştir.

Özetle neyime gerek demeyenlerden biri Besim Ömer.

Ve unutulup gidenlerden.

940'ın Mart'ında sessiz sedasız göç etmişti ebediyete.

Unutulup gitti, diğer emek verenler gibi.

Titanic'ten kurtuldu vefasızlıktan aldı payını.