Her gün dokuz sütuna manşet olan iş dünyasının yenilerini gördükçe.

Onu yazmak ve anmak geldi içimden.

Türk sanayi ve iş dünyasının bir ilki ve ilkesi duayeni idi. Türk otomotiv sanayinin kurucusu idi.

Yıl 1994

Koç gurubunun Kuzey Motorları Genel Müdürü dostumuz Cevat Er'i ziyaret için gelmişti Samsun'a. Gelmişken de o günkü devlet ricali ile tanışmış bazı ziyaretlerde bulunmuştu.

Cevat bey onu bir akşam Samsun Rotary klübe davet etmiş.

Samsun Rotary kulübü kendisine meslek onur ödülünü takdim etmişti.

Başkan eşi olarak bu ödülü ben kendilerine sunmuştum.

Bu ödül halen Koç müzesinde yerini muhafaza etmektedir.

O gece protokol masasında yan yana oturmuş kısa da olsa sohbette bulunmuştum kendisi ile. Yemek öncesi kulüpte bir telaş olmuş hangi yemeklerin nasıl takdim edileceğine dair... Hanımlar arası fikirler teati edilmişti.

Samsun Büyük Otelde yenen yemeğin büyük bir kısmı da Oskar lokantası tarafından desteklenmişti. Şimdi düşündükçe gülümsüyorum.

Çünkü o kadar telaş boşa gitmiş. Vehbi bey bir , iki dilim kızarmış ekmek , peynir ve söğüş dışında o güzelim yemeklerden tatmamıştı bile.

Bu arada benim tabağıma göz attığında unutamadığım şu cümleleri söyledi.

" Bu gençliğin kıymetini bil. Zaman gelecek bunların yerine soğanın cücüğünü bile yiyemeyeceksin. Bak benim tabağımdakilere " Dedi.

Zaten kısa bir süre sonra saatine bakarak uyku saatinin geldiğini söyleyerek geceden ayrıldı.

Elbette detayları unuttum. Ama kendisine has şivesi , esprili konuşmaları , muzip ve nüktedan bir adam olduğu idi anımsadığım.

Bu ziyaretin iki yıl sonrasında kendileri ebediyete göç etmişti.

Türkiye'nin ekonomik sosyal ve kültürel hayatına yaptığı katkılarla bir iş adamı olmanın ötesinde , örnek bir lider , değerlerine sahip çıkan bir dünya vatandaşı, ülkesi ve memleketi için her konuda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen bir vatanseverdi.

60 yıllık aktif iş yaşamında bir çok ödülün sahibi olan Vehbi Koç aynı zamanda tevazu sahibi bir zat idi.

Vehbi Koç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş yıllarında imkansızlıklar içinde iş hayatına atıldı.

  1. Dünya savaşını çocukken yaşamıştı. Atatürk'e ve onun kurtuluş mücadelesine ve Cumhuriyete duyduğu minnet ve saygıda hiç kusur etmedi.

Onu örnek bir iş adamı yapan özellikleri ve prensiplerine sımsıkı bağlı oluşu

idi.

Açık sözlülükle korkmadan görüşlerini paylaşan dolu dolu bir ömrün ve bilgeliğin de sahibi idi

Türkiye'nin bütün illerini tek tek gezdi. Sorunları bizzat kendisi yerinde tespit etti.

Binlerce insana iş istihdam ederek gönüllere yerleşti.

Vehbi Koç vakfı ,Türk Eğitim Vakfı , Tema, Türkiye Aile Sağlığı Planlaması gibi vakıfçılık konusunda önemli işlevlere imza attı.

Vakıflar aracılığı ile sosyal yardımların sürekli kalıcı hale gelmesine olanak tanıdı.

Koç Üniversitesini kurarak dünyanın sayılı üniversitelerinden biri olmasına vesile oldu.

Eşinin adına hayata geçirilen Sadberk Hanım Müzesi de yine Vehbi Koç yapıtlarından biridir.

Erkek egemen toplum ve iş dünyasında kadın çalışanlara destek vererek onların varlığına önem verdi.

Açık sözlülüğü , öngörüleri , vizyonerliği ve vatan sevgisi tartışılmaz yanları idi.

Tasarrufun önemini sürekli vurgulayan Vehbi Koç hem ekonomiyi güçlü tutmak hem de tüm sektörlerin bu güce katkı sağlamasına destek olmak için olanca gücü ile çalıştı.

Vehbi Koç iş dünyası , siyasetçiler , öğrenciler , sokaktaki sade vatandaşa kadar herkes için ders niteliğinde 95 yıllık bir ömür yaşadı.

Geriye bıraktığı eserler onun eşsiz deneyimini özetlemektedir.

Ne yazık ki günümüz iş adamları ise hepimizin bildiği ve izlediği üzere ikinci bir

Vehbi Koç'un gelmeyeceğinin ya da olamayacağının acı bir kanıtıdır.

Ona göre kaybedilecek bir saat bile yoktu.

"En önemli sermayemiz insan kaynağımızdır" sözü onun insana bakış açısını özetlemektedir. iyi yetişmiş bir insan hazinedir. Bu nedenle hayatı boyunca insana yatırım yapmanın önemini vurguladı.

Kültür ve sanat anlamında daima önderlik edip sanatçılara önem verdi.

Vehbi bey bilgelik , tecrübe , önderlik , Türkiye Cumhuriyetine sadakati ile mezun olduğu şu dünyaya insanlık borcunu ödeyerek gitti.

Felsefesi ve prensiplerinden hiç ödün vermezken, manevi değerlerine de sahip çıktı.

Başkalarına yardım etmek ve sahip olduklarını toplumun hayrı için kullanmaktan imtina etmedi.

Umarım tekrar geriye dönmeyi düşünmez.

Dönerse çok üzülür. Kurduğu otomotiv sanayinden sonra , caddelerde arazi araçlarını Hummer jeepleri , Maserati, Bentleyleri sekiz silindirlileri , rengarenk dört çekerleri ve bu korkunç israfı görünce çok üzülür.

Üstelik dünyanın en pahalı benzinini kullandığımızı duyarsa zinhar otomobil kullanmayıp , yürümeyi tercih ederdi canı pahasına.

Çünkü Vehbi bey çok tutumlu bir insandı.

Geriye güzel ve prensip sahibi aristokrat ve gerçek sosyete bir aile bıraktı.

Günümüzde sosyete algısı farklı olsa da gerçek sosyete bilgili , görgülü , eğitimli ve çok okuyan, çok bilendir.

Bana gelince öngörüsünde gayet haklı imiş. Ben değil , soğanın cücüğünü yemek soğanın kendisini bile göremez oldum.

Zira peynir, ekmek , soğan , sarımsak ve et artık düşlerde kaldı.

Bu yazının hayata geçirilme safhasında benden desteğini hiç esirgemeyen , zaman ve mevkilerin hiç bozmadığı , hayata bakışı , vizyonu , zarafeti ve mütevazı kişiliği ile daima var olan sevgili Cevat Er dostumuza sonsuz teşekkürlerimle.

KIŞIN KOYACAĞINIZ BİR KAP YEMEK,

YAZIN KOYACAĞINIZ BİR KAP SU,

SOKAK HAYVANLARI İÇİN YAŞAMDIR.

YAŞAMA DESTEK VERİN LÜTFEN