Çok severdim çocukken tüm bayramları.

Önce 23 Nisanları, 29 Ekimleri sonra sırası ile 19 Mayısları, 30 Ağustosları da sevmeye başladım. Hele o izcilik günleri yok mu nasıl heyecanlanırdım.

Kepim, izci kıyafetim düdüğüm ve fularım. Sanki dünya bu çocukça heyecan ve sevinçten müşekkeldi yalnızca.

Biraz büyüyünce kutsal bayramları da sevmeye başladım. Çünkü her bayram baştan sona donanmak vardı.

Bayram demek biraz da siyah rugan pabuçlar, beyaz çoraplar, organze ya da kırmızı karpuz kollu elbiseler, beyaz kurdeleler ve harçlıklar demekti.

Sonra büyümeye devam ettikçe zaman içinde duygular da değişime uğradı.

Kurban bayramları hiç sevilmez oldu. Bayramlar yerini tatile ve gezmeye bıraktı.

Her yıl ve her bayram biraz daha değişim demekti aslında.

Değişen sadece bayramlar gelenek ve görenekler mi idi?

Hayır elbette. Her şey baştan sona değişti.

Hayat değişti. Her gün zorlaştı, aksileşti ve asabileşti.

Hayatımda hiç örgü örmedim. Hiç dikiş dikmedim. Hiç dantel, tığ işi yapmadım.

Kanaviçe işlemedim. Beceriksizdim... Çünkü el yeteneklerim yoktu.

Lise de resim dersinden ikmale kalıp koca yaz boyu perspektif çalışıp resim dersi ikmaline çalışan yegane öğrenciydim galiba.

Ama yıllar geçince bir de baktım ki benim çok farklı bir yeteneğim varmış.

Ben aslında bir tamirci imişim. Hem çırak falan da değil.

Direk ustabaşı hem de en ustabaşı tamirci imişim.

Yıllar sonra insanın kendini keşfetmesi enteresan.

Meğer ben yıllar boyu hayatı tamir etmişim. Hayatı onarmışım.

Kanaviçelerin en babasını hayata ezberletmişim de haberim yokmuş.

Bendeniz ustabaşı hayat tamircisi Gül Turan.

Üzerimde iş tulumum durmadan ve gece gündüz çalışıyorum.

Bir marangoz edası ile hayatı tamir ediyorum. Kulağımın arkasında kalemim.

Elimde pergelim. Masamın üstünde pense, çekiç, keser, tornavida boy boy ve dizim dizim çiviler.

Raptiyeler, ingiliz anahtarları, gönye, iletki ve cetvellerim ölçüm için.

Testere, kıl testere, hızar, matkap, eğe, kargaburun çeşitli yapıştırıcı ve tutkallar.

İşte benim tamir gereçlerim bunlar. Yaşlandım ve yoruldum.

Burnumun ucunda yine gözlüklerim.

Saçımda üstelik, kaşımda bile beyazlarım.

Yüzümde çizgilerim..

Gönlümde kırıklarım.

Tamir etmekten ve onarmaktan yorgun düştüm.

Gereçlerim dahi yoruldu ve bozuldu.

Bozulmayanlar ise metal yorgunu oldu.

Bendeniz hayat tamircisi Gül Turan...

BU SICAK YAZ GÜNLERİNDE SOKAĞINIZIN KÖŞESİNDE BİR KEDİNİN AÇ VE SUSUZ YATMASI SİZİ RAHATSIZ ETMİYOR MU? SOKAK HAYVANLARI İÇİN KAPINIZIN ÖNÜNE BİR KAP SU VE MAMA KOYUNUZ LÜTFEN..