Gene koca bir yazı bitirdik umarsızca. Artık günün rengi hafiften solmaya başladı.

Biten neşeli yaz akşamları gibi ömürler de tükenip gidiyor.

Uzaklardan gelen şarkılar bir bir susmakta.

Umuda dair ne bir ses ne de bir nefes..

Ben de artık bu "Tahta Bavul "yazılarını bitirmeliyim.

Geç değil ama göç yolları başladı.

Hem zaten bir tahta bavulu hazırlamak çok zorlu bir süreçti.

Öyle ya hiç düşünmediniz değil mi ? Bir tahta bavul nasıl hazırlanır ?

Tohum toprağa savrulduğunda , fidan olduğunda genç derken , erken yaşlanmaya başlayan bir ağaçken...

Yağmurlarla ıslanıp , kavurucu güneş altında neşvünema bulmaya çalıştığında , kah yeşerip , kah solduğunda.

Rüzgarın önünde , secde edip toprağı öperken. Dökülen yapraklarını gözyaşları ile sularken.

Ve...toprağın bütün çilesini çekmişken , aniden bir baltanın bedenine saplanıp marangozun eline düştüğünde.

Yorgun argın ve hatta kırgınken rendelenip , perdahlanıp , cilalanıp.

Koca kilitler bedenine keserle , çekiçle , çivi ile saplanırken , çektiği acıları hiç düşünmedik değil mi ?

İşte bu yüzden tahta bavullar diğerlerine nazaran çok daha ağırdırlar.

Tahta bavul önüme geldiğinde kendi hüzünlerimi , sancılarımı , sevinçlerimi koymadan önce tahta bavulun çilesini, keşmekeşini düşündüm ben bugün.

Tahta bavulu da kendi hüzünleri ile baş başa bırakmak için .

Bugün bu öyküyü burada noktalıyorum.

Zaten benim de artık zamanım tükeniyor.

Yazarken hem ben , hem de kalemim yorgun düştük.

Önümde bir kaç istasyon daha var. Ben ve tahta bavullarım acele etmeliyiz.

Mevsim yine sonbahar. Sarı mimozalar çoktan soldu.

Kuşlar yine aynı kuşlar. Ama mevsim sonbahar...

Ne yapmalı , ne etmeli bir hüzün çikolatası daha açmalı bugün.

Eskiden hüzünlerimi çikolata kağıtlarına sarardım.

Renkli görünsün hüzünlerim diye.

Heyhat ! ...Her şey için ne kadar da geç artık.

MERHAMET İNSANLARA BAHŞ EDİLMİŞ EN ÖNEMLİ DUYGUDUR.

SOKAK HAYVANLARINA MERHAMET EDİNİZ.

1

Heyhat, her şey için ne kadar da geç artık.

Gözyaşıdır hüzün dediğin ığıl, ığıl içine akar.

Akar da, yakar yüreğin. Gözyaşım tuttum gözyaşım yuttum.

O ne! Tren hızlandı. Tekerlek sesleri beynimi deliyor.

Bir mendil sallıyorum hayata