19 Mayıs bayramı gelmiş. Nerde o eski görkemli bayramlar?

Nerde günler önce okullarda yapılan hazırlıklar. Nerde stadlarda yapılan 19 Mayıs provaları. Nerde gökyüzünde bulutlara meydan okuyarak pike yapan uçaklar?

Genç kızlar, öğrenciler, genç delikanlılar görkemli kutlamalar ve törenler nerde?

Ateş halkalarından adeta uçarcasına geçen 19 Mayıs öğrencileri gençlik kupaları?

Bayraklar , flamalar, törenler sevinç ve heyecanlar, marşlar..

Samsun'dan Ankara umarım hala toprak götürüyorlardır.

Ramazan gelmiş. Ne gam...

Nerde fakiri düşünen zihniyetler. Herkes zekatını, fitresini gerçek anlamda verse memlekette fakir kalmazdı.

Nerde fakir fukarayı garibanı düşünen insanlar nerde. ? Tok açın halin bilmez.

Kim bilir kaç insan bir dilim kuru ekmek bir tas çorba ile oruç acıyor.

Ne gam ne de hüzün herkes kendi aleminde.

Kimilerimiz yüksek duvarlı bahçelerinin içinde havuzlarında keyifte.

Kimileri sinema odası yapmış evine tecrit olmuş kalabalıktan.

Kulaklarda müzik en özelinden müzik sistemleri kulaklar dünyaya tıkalı.

Kimimiz son model ve üzeri taşlı , tuşlu telefonu ile muhabbette..

İnsanlar adeta ruhlarını sürgüne göndermişler. İnsanlığın içi boşaltılmış. İnsanlar sadece et ve kemikten oluşan mekanik nesnelere dönmüşler.

Mahalledeki insanları tanımıyor, selam vermiyoruz. Ama görkemli alış veriş merkezlerindeki dükkanların adını ezbere biliyoruz.

Kapı komşuda cenaze varken sonuna kadar müzik açan, ya da bir cenaze geçerken selam, saygı göstermeyen bahtsız birer insan topluluğuna dönüştük.

Empati yoksunu acımasız bireyler olduk. Ruhlarımızı ve yüreklerimizi zindanlara hapsettik. Köreldik ve öldük.

Eskiden okullarda yurttaşlık bilgisi dersleri okutulurdu. Acilen okullarda bu tip eğitimlere ağırlık verilmeli. İnsanlık kelimesinin gerçek içeriği öğrencilere anlatılmalı ve eğitilmeli.

Bu gün benim de doğum günü. Eskiden hiç böyle pesimist değildim.

Her 19 Mayıs sabahı yeniden doğuştu benim için.

Gülümseyemiyorum bile artık. Oysa gülmek beyni rahatlatır.

İnsanı sakinleştirir. İnsanlara umut verir gülmek.

Acıları ve kederleri unutturan hatta insan metabolizmasını çalıştıran bir güçtür gülmek.

Kaderde huzuru, duruluğu, coşkuyu, tutkuyu unutmak da varmış meğerse.

Kendi kederlerimiz ve kaderlerimiz içinde hapis olup boğularak gitmek..

Her birimiz kendi hayatımızın sıkışıklığından ürker ve korkarken başka hayatların acısını da içimizde yaşayarak hayatımızı hepten körelttik.

Dünyanın bir başka ülkesinden her bir yazımı okuyarak benimle paylaşan sanatsever, değerli kardeşim farklı ve elit insan İsa Soylu'nun da umut ettiği 19 Mayıslara kavuşması dileği ile...

KAVURUCU SICAKLAR BAŞLADI KAPINIZIN ÖNÜNE BİR KAP SU KOYARAK BİR KUŞUN, BİR KEDİNİN SUSUSLUĞUNU BU KEZ SİZ GİDERİN LÜTFEN