(… Zekeriya Çavuşoğlu'nu Dinlerken…)
Mikrofona Zekeriya ÇAVUŞOĞLU geldi.
'Anadolu Destanı' adlı eseri ile ünlenmiş bir şairdi…
Emekli edebiyat öğretmeniydi.
Samsun Sanat Dergisi'nin yayınlanmasına, öncülük edendi.
Komple, sanatçı dediğim türdendi.
Tanışmamız, yıllar önceydi!
Dostluğumuz, bakiydi…
Eğitimci, Şair-Yazar Zekeriya Çavuşoğlu:
gök yorgan
yer yatak
anamdan doğduğum gibi
özgür ve çıplak…
hani güneş suyun içindedir
su güneşler içinde
hani papatyalar
unutma beni çiçekleri
yaseminler
omuz başlarından dökülen
doyumsuz bir çiçek bahçesidir
ve dokunmaya kıyamadığın bu ten
ateşler içindedir
hani su yanar ya
güneş yanar ya
hani bir yangın düşer ya
böğrüne denizin
yüreğin pasını
okşar da bir rüzgar
siler ya
hani doyumsuz bir martı
çığlık çığlık çınlatır ya evreni
gökle suyun öpüştüğü noktada
hani umarsızca yıkanır ya güneş
işte öylesine unutmak her şeyi
ve sarılıp yek vücut
taze bir gül kokusunda
yaşamı solumak…
gök yorgan
yer yatak
anamdan doğduğum gibi
özgür ve çıplak…
***
Salonda alkış sesleri yükseldi…
Doç. Dr. Yakup Alper Varış bendenize baktı!
Şaşkındı!
Zira Anadolu Destanı adlı şiirini söyler, sanmıştı!
Yanılmıştık!.