Ben bir yüzüğüm.

Evet, sıradan bir takı değilim. Hiç olmadım. Işıldayan bir taşım var, evet… Ama benim parıltım sadece ışıktan değil; hissettiğim, tanıklık ettiğim anlardan geliyor. Sessizim. Ama bir ömürlük bir hikâyenin tam merkezindeyim.

İlk An…

Beni ilk gördüğünde gözleri büyümüştü. Kutunun içindeydim o sırada. Siyah bir kadifenin üzerinde yatıyordum. Parmakları titriyordu beni tutarken, kalbi çoktan kararını vermişti ama yine de o kutuyu birkaç defa açıp kapadı. Sanki her açışta kendi cesaretini tartıyor, her kapanışta biraz daha kesinleşiyordu içindeki niyet.

Ben, bir kelimenin söylenmediği ama her şeyin belli olduğu o sessiz anın taşıyıcısı oldum.

Sonra bir akşamüstü, ellerini tuttu. Kalabalık bir şehirde, kalabalığın tam dışında kalan bir park köşesinde. Gözlerinin içine baktı, cebinden beni çıkardı. Diz çökmedi. Süslemedi. Sadece “Ben hep yanında olmak istiyorum,” dedi.

O “evet” dediğinde, işte o zaman ben bir mücevher değil, bir söz oldum.

O günün hatırası hâlâ onun ellerinde taşıdığı o parıltıda gizli. Pırlanta yüzük modellerini inceleyin

Her Güne Tanıklık Eden Işık

Beni parmağına taktığı ilk sabah güneş üzerime vurduğunda, içimde bir sevinç vardı. Artık birinin hayatına aittim. Sabah kahvelerine, yürüyüşlerine, işe geç kalmalara, ilk tartışmalarına, ilk barışmalarına…

Bir yüzüğün gündelik hayatı düşündüğünüz kadar sıkıcı değildir. Aksine, ben duyguların nabzını tutarım. Eller sıkıldığında, ben de sıkılırım. Sevinçle bir saç düzeltilirken ben de sevinirim. Tırnaklar acıyla sıkıldığında ben de daralırım. Çünkü artık sahibimle bir bütünüm.

Yüzüklerin anlamını hiç düşündünüz mü? Bir pırlantanın taşıdığı anlamı keşfedin →

Kırılmalar, Değişimler, Güçlenmeler

Bir sabah ağladı. Sessizce. O el, beni ilk taktığı gündeki kadar güçlü değildi sanki. İlişkiler büyürken insanlar değişiyor, hayatın yükü bazen aşkın hafifliğini bastırabiliyordu. Ama beni hiç çıkarmadı. Ben onun direnci oldum. “Ben bu yoldayım, kolay pes etmem” demenin bir yolu gibi…

Bir akşam yemeğinde yeniden güldüler. Ben, sofradaki mum ışığında yine parıldıyordum. Bu defa başka bir anlamla: “Atlatabildik” parıltısıydı bu.

Zamanla Yaşlanan Eller, Parıldayan Anılar

Yıllar geçti. Eller yaşlandı. Parmağında artık birkaç yüzük daha vardı ama ben hep en içtekindim. En yakındaki. Onu temsil eden. Onunla yaşlanan ama ışığını hiç kaybetmeyen…

Bir çocuğun başını okşadı o eller. Ben o anı unutamam. O küçük baş, annesinin dizine yaslandığında ben oradaydım. Sessiz, sabit… Ama her şeyin ortasında.

Anlamı olan bir yüzük sadece bir takı değil, bir hafızadır. Sevginin izini taşıyan modelleri görün →

Ben Hiç Eskimedim

Çünkü ben, bir zanaatkârın ruhuyla şekillendirilmiş bir yüzüğüm. Rastgele bir metal parçası değilim. Her kıvrımımda düşünce, her kesimimde özen var. Ve taşıdığım taş… sadece bir değer göstergesi değil; bir ömrün, bir niyetin, bir sevdanın sembolü.

Beni seçerken onun ne kadar düşündüğünü biliyorum. Ustamın ellerinde şekillenirken ben zaten bir hayali taşıyordum. Sadece güzelliği değil, anlamı olan bir şey olmak için var oldum.

Her bir taşın ardında başka bir hikâye vardır. Koçak Pırlanta'nın seçkin yüzük koleksiyonuna göz atın →

Şimdi…

Şimdi artık daha sessizim belki. Ama parlıyorum. Çünkü ben sadece bir yüzük değilim. Bir kelimeyim: “Sonsuza dek.”

Bir anda verilmiş bir karar değilim. Uzun zaman düşünülmüş, titizlikle seçilmiş bir parçayım. Moda değişir, insanlar değişir. Ama bazı sözler değişmez.

Genç yetenek Naim Saruhan Dönmez, 1461 Trabzon FK forması giyecek
Genç yetenek Naim Saruhan Dönmez, 1461 Trabzon FK forması giyecek
İçeriği Görüntüle

Ben o sözüm.

Ve Belki de Siz...

Belki siz de bir gün sessiz bir tanık seçersiniz kendinize. Yıllar sonra bile parlamaya devam eden bir söz…
Yüzükler yalnızca takı değil. Onlar, hafızadır. Zamana karşı konulan en zarif imzadır.