n

n
n Samsun İl Özel İdaresi tarafından birkaç dergi, gazete ve ajansa aktarılan milyarların hesabı öyle sıradan bir açıklamayla kapatılamaz. Kapatılacağını sanan kendini aldatır. Basında yer alan haberler de bu sayfanın öyle pek kolay kapatılamayacağını gösteriyor.
n
n Uzun zamandır dillerde dolaşan ve kulaklara fısıldanan dedikodular yazıya dökülüp kamuoyunun bilgisine sunulunca bu gazete ve bu gazetenin gerek genel yayın yönetmeni ve gerekse köşe yazarları; kimsenin haysiyetine laf söylemeden konunun ısrarlı takipçileri olmuşlardır. 2012 yılının ilk dört, dört buçuk aylık dönemine ait net rakamların açıklanmasında bu yayının ve köşe yazılarının etkisi büyük olmuştur.
n
n Başka türlü davranmamız da beklenemezdi. Zira sadece bir bürokrat “kamu kaynaklarını har vurup harman savurmakla” ya da “birilerine peşkeş çekmekle” suçlanmıyordu. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz Samsun basını da “kamu kaynaklarına el atmak” gibi bir iddia ve ithamın muhatabı oluyordu. Gerçeklerin ortaya çıkması ve akla karanın ayrılması için konunun üzerine gitmemiz gerekiyordu. Gittik ve -sadece 2012 yılının ilk dört aylık dönemine ait olsalar da- bilgiler kamuoyuyla paylaşıldı.
n
n Ortada çok net bir gerçek var: Kamu kaynakları kötü kullanılmış. Ben buna hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk demiyorum ama israf diyorum, hesap bilmezlik diyorum, emanete gereğince sahip çıkmamak diyorum. Halkın vergilerinin asli amacı yerine şahsi tercihlerle (yoksa hesaplarla mı deseydim acaba) kullanılması diyorum. Ve bu hesap bilmezliğin de bir yaptırımı olsa gerek diye düşünüyorum. İdari ve vicdani bir yaptırımı mutlaka olmalı.
n
n Amaç hizmetleri tanıtmakmış! Sevsinler sizin tanıtımınızı! Hangi hizmeti kime tanıtıyorsunuz? Tanıtım ihtiyacı nereden kaynaklanıyor? Bu tanıtımla kurumun ve bu kentin kazanımları ve en önemlisi fayda/maliyet analizinin sonucu ne?
n
n Dört ayda yedi sekiz ayrı ek. Kimi gazetelere yaptırılmış, kimi de dergilere. Ek yapan bir gazete “Başka gazetelere ek yaptırdıklarını duyunca bastırdık. Bizden korkularına bize de ek yaptırdılar” diye yazdı. Kimse de yalanlamadı, “yok öyle şey” demedi, belki de diyemedi. Paranın har vurulup harman savrulmasından daha vahim olan bu iddiadır! Sevgiyle ya da korkuyla, gönüllü ya da zorunlu! Milyarlar harcatan sevginin de korkunun da kaynağını insanlar merak etmez mi?
n
n Söz konusu olan sadece ekler mi?
n
n Hem tüm gazetelere abone olacaksınız hem elinizin altında kupür kesmek için elde makas bekleyen onca elemanınız bulunacak hem de siz tutup bir de “kupür derleme” ajansına milyarlar aktaracaksınız!
n
n Kendi derginiz varken ve siz bu dergiyi her yere bedava gönderebilirken; “hizmetlerimizin tanıtımını yaptırıyorum” diyerek piyasada satılmayan bir dergiye her seferinde bir ek yaptıracak ve kamunun parasını hovardaca harcayacaksınız! Sonra da bunu hizmet diye sunacaksınız; öyle mi?
n
n Bu tanıtımı, aklı başında hiç kimseye anlatamazsınız. Ama hesabını herkese vermek zorundasınız.
n
n NOT: 22.06.2012 günlü yazımda Balta Limanı Anlaşması’nın tarihi yanlışlıkla 1938 olarak çıkmıştır. Doğrusu 1838 olacaktı. Düzeltir özür dilerim.
n
n
n
n
n