Ünlü oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında Gezi Parkı olaylarına dair yürütülen bir soruşturma kapsamında açılan davada, gerekçeli karar kamuoyuyla paylaşıldı. Mahkeme, iki sanatçının tanık sıfatıyla verdikleri ifadelerin dosyadaki delillerle çeliştiğine hükmetti. Bu önemli karar, sanat ve hukuk camiasında dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Sıla Türkoğlu'nun Kızılcık Şerbeti'nden Kazancı Şok Etti! İşte Bölüm Başı Aldığı Miktar
Sıla Türkoğlu'nun Kızılcık Şerbeti'nden Kazancı Şok Etti! İşte Bölüm Başı Aldığı Miktar
İçeriği Görüntüle

Gerekçeli Karar Detayları: Çelişkili İfadeler Dikkat Çekti

İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından açıklanan gerekçeli kararda, Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu’nun, menajer Ayşe Barım hakkında yürütülen bir soruşturma kapsamında verdikleri ifadeler detaylı şekilde ele alındı. Oyuncular, tanık olarak verdikleri ifadelerde, Gezi Parkı ana davasının önemli isimlerinden Mehmet Ali Alabora ile hiçbir kişisel irtibatlarının olmadığını ve sadece sektörden tanıştıklarını belirtmişlerdi.

Ancak dosyada yer alan HTS kayıtları, taraflar arasında iletişim olduğunu ortaya koydu. Mahkeme, bu kayıtlar doğrultusunda oyuncuların beyanlarının maddi gerçekle örtüşmediğine karar verdi.

Hapis Cezaları Verildi ama Hükmün Açıklanması Geri Bırakıldı

Mahkeme, Halit Ergenç’e 1 yıl 10 ay 15 gün, Rıza Kocaoğlu’na ise 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Her iki oyuncunun da duruşmalarda sergiledikleri saygılı tutum cezalarında hafifletici sebep olarak değerlendirildi. Ancak mahkeme, bu cezalar için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verdi. Bu karar, oyuncuların sabıkalı sayılmaması anlamına geliyor ve belirli bir denetim süresi boyunca benzer bir suça karışmamaları şartıyla hükmün ortadan kaldırılabileceğini gösteriyor.

Mahkemeden Önemli Vurgu: "Maddi Gerçeği Saklamak Yeterlidir"

Gerekçeli kararda öne çıkan en dikkat çekici ifadelerden biri, tanıkların ifadelerinin soruşturmaya etkisinin doğrudan olmamasına rağmen, maddi gerçeğin gizlenmesinin suçun oluşması için yeterli olduğu yönünde oldu. Mahkeme şu değerlendirmede bulundu:

“Görgü tanığı olan sanıkların anlatımlarının Ayşe Barım hakkında yürütülen soruşturmaya herhangi bir etkisi olmasa da, maddi gerçeği saklamış olmaları suçun oluşması için yeterlidir.”

Bu ifade, yargı sürecinde tanıkların verdiği bilgilerin yalnızca doğruluk değil, dosyadaki diğer delillerle örtüşme derecesi açısından da değerlendirildiğini ortaya koyuyor.