Hükümetin son çalışmalarından biri de çocuk doğuran kadınların çalışma takvimlerini düzenlemektir.

Anne olanlar isterlerse çocuklarına beş buçuk yıl yarım gün bakabileceklerdir.

Yarım maaşla yarım gün çalışacak ve geride kalan yarım gün de çocuğuna bakacaktır.Bu durum ne çocuğun ne annenin ve ne de ailenin işine yarayacaktır.

Neden?

Öncelikle kimi kurtaracağımızın hesabını yapmamız gerekir. Burada söz konusu olan kadınlarımız ve çocuklarımız olmakla birlikte asıl olan bunların şahsında milletimizin dünya ve ahiret geleceğidir.

Bunun için para hesabı yapılmaz.

Örneğin; milletimizin savunmasını parayı hesaplayarak yapmıyoruz.

Aynı şekilde ülkemizin geleceği için devletimizin çocuklarımıza yaptığı yatırımları para ile değerlendirmiyoruz.

Her şeyi çocuklarımız için tasarlıyoruz. Ancak annesiz de çocuk düşünülmez.

Hükümetin bu alandaki çalışmalarını 'devede kulak' misali olsa da olumlu karşılıyoruz.

Şubat, 2015' te yayımlanmış 'EĞİTİM DAVAMIZ' adlı kitabımızda bu konuya işaretle şöyle dedik:

'Kadını kurtarırsak çocuklarımızı, çocuklarımızı kurtarırsak ailemizi, ailemizi kurtarırsak milletimizi, milletimizi kurtarırsak insanlığı kurtarırız…Kadının asli ve kutsal görevi olan annelik fonksiyonunu yerine getirmeye engel çıkarılmamalıdır…'

'Çare, 'annelik' yapacak imkanların annelere verilmesidir.'

'Çalışan annelere ve tüm kadınlara yarım günden fazla mesainin yaptırılmaması, çalışmayanlara is kendilerine ve eşlerine gerekli katkının sağlanmasıdır. Annenin şefkatine ve psikolojik desteğine ihtiyacı olan her çocuğa bunu temin etmek devletin görevi olmalıdır.'(Genç, s.68).

Kadın ve çocuk hakları konusunda Türkiye'nin de taraf olduğu birçok bölgesel ve uluslararası sözleşmelerin yanında milletimizin sahip olduğu inanç ve gelenekler de söz konusudur.

Annenin yarım gün çalışmaya mecbur edilmesi ekonomik yönden sadre şifa olmamaktadır.

Bunu ilerleyen günlerde tartışacağız.Bizim üzerinde ısrarla durduğumuz şey, bilimsel verilerle de desteklenen en az üç yıl anne ile çocuğu başbaşa bırakmaktır. Selam ve sevgi ile…