Hayatta acı ve tatlı şeyler yaşıyoruz. Bazen en sevdiklerimizden incitici sözler duyuyor ve hayatı sorgulamaya başlıyoruz. Bizleri en çok yaralayan aslında insanların güvenini kazanamamak ve en çok değerli hissettirdiğini sandığımız kişiler tarafından incitici sözler duymak.
Dedik ya hayatın akışı içerisinde küsmek, darılmak, öfke, kin, nefret her türlü duyguya yer var aslında. Fakat öyle zamanlar gelir ki bizlerin psikolojik anlamda büyüyebilmesine neden olur. Bizleri büyüten unsurlardan birisi de incinmektir. Hayatta incinmek istemeyiz, isteriz ki hep tatlı ve hoş olsun. Fakat incinmek, kırılmak insanoğlunun tarihi boyunca hep yaşamış olduğu durumlardandır.
Kırılmanın ve Gücenmenin Bizlere Kattığı Artılar Nelerdir?
Kırılmak ve gücenmek genellikle olumsuz duygular olarak gibi gözükse de aslında doğru bir farkındalıkla ele alındığında bize bazı önemli katkılar sağlayabilir. Kırıldığımız zaman veya gücendiğimiz zaman bu duygular aslında nelerden rahatsız olduğumuzu gösterir. Bu durum kişisel sınırlarımızı fark etmemize hangi değerlerimizin veya beklentilerimizin zedelendiğini gösterir. Ayrıca benlik algımızın hangi yönlerinin hassas olduğunu anlamamıza yardımcı olur.
Duygusal Derinlik ve Olgunluk Katar
Her bir kırıldığımızda daha da büyüdüğümüzü hissederiz. Aslında kalp kırıklığı en çok da kendisini tarafından sevildiğimizi düşündüğümüz insanlar tarafından gelir. İşte işin en ağır yaralayıcı kısmından birisi de budur. Duygusal derinlik kazanabilmek ve olgunluk elde edebilmek için kırılmayı da öğrenmek gerekir. Kırılmak bazı gerçekleri görmemize de acı bir şekilde sebep olabilir...