Kuduz denildiği zaman akıllarda beliren ilk görüntü ağzı köpüren ve sudan korkan canlılardır. Bu hastalığa yakalanmış kişilerin bu belirtileri vermesinin nedenleri bulunur. Aslında bu durumun yalnızca sebebi korku değil, beyindeki belirli bölgelerin enfekte olması ile ortaya çıkan istemsiz tepkilerdir.
Kuduz dediğimiz hastalık; köpek, yarasa gibi sıcakkanlı hayvanların etkisiyle insanlara bulaşabilen ve beyni hedef alan ölümcül bir virüs enfeksiyonudur. Virüsün vücuda girmesi ile birlikte doğrudan Merkezi sinir sistemine ilerler ve ortalama 30 ile 50 gün içerisinde etkisini gösterir.
Doğrudan beyindeki konuşma, yutkunma ve nefes alma gibi Hayati işlevleri kontrol eden bölgeye nüfuz eder. Bu sebeple yutma refleksinde acı verici kas spazmları oluşur. Sonuç olarak bu da su içmeyi ya da herhangi bir şey yutmayı güçleştirir. İşte bu sebeple bireyler sudan değil yutkunma eyleminden korkarlar. Bu duruma tıbbi olarak “disfaji” adı verilir.
Kuduzun tükürükte çoğaldı göz önünde bulundurulduğunda yutkunma davranışının azalması virüsün yayılmasına zemin hazırlar. Bu süreçte vücut daha çok tükürük üretir fakat hasta onu yutmak yerine dışarı atar ve böylece virüs çevreye daha hızlı ve kolay yayılır. Kuduzun hidrofobi diğer bir değişik kokusu yaratması bu zincirleme biyolojik tepkilerin birer sonucudur.
Bir köpekte de hidrofobi oluşması mümkün olsa da olağan bir belirtin sayılmaz. Bu sebeple köpeğin başka bir hayvan ile teması söz konusu olduğunda belirtiler beklenmeden mutlaka veteriner kontrolü gerekir. Semptomlar ortaya çıktığında hastalığın geri dönüşü neredeyse imkansızdır. Bununla birlikte her köpek ısırığı kuduz anlamına gelmese de mutlaka profesyonel bir sağlık kontrolü şarttır.