Bu yıl yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında 719 öğrencinin tam puan alması, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu olağanüstü sayı, sınavda usulsüzlük yapıldığı yönündeki iddiaları da beraberinde getirdi. Özellikle bazı okulların ön plana çıkması ve başarı grafiğinin olağandışı şekilde yükselmesi, dikkatleri sınav sisteminin güvenilirliği üzerine çekti. Konu sadece eğitim çevrelerinde değil, siyasetin de gündemine oturdu.

CHP, LGS İçin Suç Duyurusunda Bulundu

Ortaya atılan şaibe iddiaları üzerine Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), LGS ile ilgili yargıya başvurdu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Ankara Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, "Ortaya çıkan bu şaibeyi kapatmanıza izin vermeyeceğiz. Soruşturulması gerekenler, bu sorulara önceden ulaşanlardır," dedi. Özçağdaş’ın açıklamaları, sınavın adil yapılıp yapılmadığı konusunda kamuoyunda oluşan soru işaretlerini daha da pekiştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Sert Yanıt

Gündemdeki tartışmalara Kabine toplantısının ardından değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu iddialara sert sözlerle yanıt verdi. Erdoğan, sınavda başarı gösteren öğrencilerin hedef alındığını belirterek, “İmam Hatip düşmanlığına varan yorumlar yapılıyor. Evlatlarımızı bu şekilde kışkırtanlara ‘Artık yeter’ diyorum,” dedi. Cumhurbaşkanı ayrıca toplumu yanlış bilgilendirenlere karşı birlik çağrısı yaptı.

Sınav İptal Edilecek mi?

Peki, bu gelişmeler sınavın geleceğini nasıl etkileyebilir? Şu an için LGS’nin iptal edilmesi gibi bir karar alınmış değil. Ancak konunun yargıya taşınması, sürecin dikkatle takip edileceğini gösteriyor. Eğitim uzmanlarına göre, sınav sonuçları şeffaf bir şekilde analiz edilmeli ve kamuoyunun güveni yeniden tesis edilmelidir. Öte yandan Millî Eğitim Bakanlığı’ndan konuya dair detaylı bir açıklama yapılması da bekleniyor.

Münih Teknik Üniversitesi: Geleceğine Yön Ver
Münih Teknik Üniversitesi: Geleceğine Yön Ver
İçeriği Görüntüle

Toplumsal Güven Açısından Kritik Bir Süreç

LGS, milyonlarca öğrencinin geleceğini etkileyen bir sınav. Bu nedenle her türlü şaibe, yalnızca öğrencileri değil, ailelerini ve eğitim sistemini de doğrudan etkiliyor. Şayet bu iddialar gerçekse, sınavın adaletli olmadığı anlamına gelir ve bu da tüm eğitim sisteminin sorgulanmasına neden olabilir. Bu süreçte en büyük sorumluluk, yetkili kurumların şeffaf ve güven verici bir tutum sergilemesinde yatıyor.