Sağlık alanında özellikle kas-iskelet sistemi üzerine yoğunlaşan ortopedi, modern tıbbın en hassas ve gelişime açık dallarından biridir. Türkiye’de bu alanda yetişmiş ve uluslararası deneyim kazanmış pek çok değerli hekim bulunmaktadır. Bu isimlerden biri de Dr. Gökçe Mık’tır. Eğitimini Türkiye’de tamamladıktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde birçok saygın merkezde çalışmalar yapmış, ayak ve ayak bileği cerrahisi başta olmak üzere geniş bir alanda uzmanlaşmıştır. 2017 yılından bu yana kendi kliniğinde hastalarına hizmet veren Dr. Mık, hem yetişkin hem de pediatrik ortopedi alanında tecrübelerini sürdürmektedir.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı
Dr. Gökçe Mık’ın meslek hayatına bakıldığında, disiplinli ve uluslararası tecrübelerle dolu bir yolculuk göze çarpar. 1999 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Mık, Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ihtisasını tamamlayarak 2005 yılında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı unvanını almıştır. Ardından Amerika’da burs kazanarak Philadelphia’daki Children’s Hospital of Philadelphia’da çocuk ortopedisi üzerine eğitim alması, onun meslek hayatındaki önemli dönüm noktalarından biridir.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olarak bir hekimin görev alanı oldukça geniştir. Kırıklar, çıkıklar, kas-iskelet sisteminde doğumsal ya da sonradan gelişen deformiteler, spor yaralanmaları ve protez cerrahisi bu uzmanlık alanının başlıca uğraş konularıdır. Dr. Mık, özellikle ayak ve ayak bileği cerrahisi konusunda Amerika’daki prestijli merkezlerde çalışarak, bu alanda dünyadaki en yeni teknikleri yakından takip etmiştir. 2010 yılında New York Hospital for Special Surgery’de Dr. David Levine ile birlikte çalışarak ayak ve ayak bileği cerrahisinde en güncel yöntemler üzerinde deneyim kazanmıştır.
Bir ortopedi uzmanının başarısında, hastalara yalnızca tedavi sunmak değil, aynı zamanda onları bilinçlendirmek de büyük önem taşır. Dr. Mık’ın akademik çalışmalarda yer alması, kongrelerde sunumlar yapması ve güncel literatürü takip etmesi, hem klinik başarılarını hem de hasta memnuniyetini artıran unsurlar arasında yer alır. Bu bağlamda onun uzmanlık birikimi, yalnızca bireysel tedavilerde değil, aynı zamanda Türkiye’de ortopedi biliminin gelişimine katkıda bulunması açısından da değerlidir.
Halluks Valgus Gece Ateli
Ayak sağlığı, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen konulardan biridir. En sık rastlanan ayak deformitelerinden biri de halluks valgus, yani başparmak çıkıntısıdır. Bu durum özellikle kadınlarda sık görülür ve genetik yatkınlık, yanlış ayakkabı seçimi ya da ayak yapısı gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Halluks valgus rahatsızlığında parmaklarda eğrilik oluşur, bu da hem estetik hem de fonksiyonel sorunlara yol açar.
Tedavi yöntemleri arasında cerrahi müdahale kadar cerrahi dışı çözümler de yer almaktadır. Bu noktada Halluks Valgus Gece Ateli sıkça gündeme gelir. Gece atelleri, parmağı olması gereken anatomik konuma doğru yönlendirmeyi amaçlar. Özellikle erken evrelerde, ağrıların azalmasına ve deformitenin ilerlemesinin yavaşlatılmasına yardımcı olabilir. Ancak tamamen düzeltici bir etkisi bulunmadığı bilinmelidir.
Omuza PRP Yaptıranların Yorumları
Günümüzde ortopedide en çok merak edilen tedavilerden biri de PRP uygulamalarıdır. Platelet Rich Plasma (PRP), kişinin kendi kanından elde edilen trombosit yönünden zengin plazmanın problemli bölgeye enjekte edilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu uygulama özellikle kas ve eklem problemlerinde, iyileşme sürecini hızlandırmak amacıyla tercih edilmektedir.
Omuz eklemi, geniş hareket açıklığına sahip olduğu için yaralanmalara ve dejeneratif problemlere sıkça maruz kalır. Bu nedenle PRP tedavisi omuz ağrısı yaşayan hastalarda giderek daha fazla tercih edilmektedir. Omuza PRP Yaptıranların Yorumları incelendiğinde, birçok hastanın ağrılarında belirgin azalma olduğunu, günlük hareketlerini daha rahat yapabildiğini ve yaşam kalitesinde artış hissettiğini görmek mümkündür.
Ancak burada önemli bir nokta vardır: PRP mucizevi bir çözüm değildir. Her hastada aynı oranda etki göstermeyebilir. Tedavinin başarısı, hastalığın derecesine, kişinin yaşam tarzına ve uygulamanın doğru şekilde yapılmasına bağlıdır. Dr. Gökçe Mık, PRP tedavisini değerlendirirken hastalarını kapsamlı bir muayeneden geçirir ve yalnızca uygun adaylarda bu yöntemi önerir. Böylece hem gereksiz uygulamaların önüne geçer hem de tedavi başarısını artırır.
