n

n
n Astsubay Kıdemli Çavuş Ali Gümüş, Piyade Onbaşı Cahit Kılıç, Piyade Onbaşı İsa Sayın, Piyade Er Umut Bulut, Piyade Er Ali Yasin Erosmanoğlu, Piyade Er Mustafa Türkmen, Piyade Er Yaşar Doymuş, Ulaştırma Er Samet Bütün… Bazı isimler vardır ki o isimler asla unutulmaz.. Ama bizim hafızamız o kadar zayıf ki maalesef bu isimleri de çabuk unuttuk.
n
n
n
n Daha bir hafta önce 19 Haziran 2012 günü Hakkari’nin Yüksekova İlçesi Yeşiltaş Karakolu saldırıya uğramış ve o saldırganlarla kahramanca çarpışarak 8 askerimiz şehit düşmüştü. İşte o unutulmaz isimler o kahramanlara aitti. Bir hafta bile geçmeden o kahramanların isimlerini unuttuk. Şimdi kamuoyunda Suriye’nin düşürdüğü uçağımıza kilitlendik. Bu sayede Kandil deki terör yuvası rahatladı… O terör yuvasına ne girmeyi ne o terör yuvasını dağıtmayı düşünenler var. Çünkü Suriye meselesi birinci öncelikli meselemiz oldu… Elbette Suriye’nin uçağımızı düşürmesi sineye çekilecek bir olay değil. Bu yüzden Suriye ile savaşa girmeyeceğimizde artık kesin gibi. Çünkü açıklamalar savaştan yana değil. Kimse Suriye ile savaşmak istemiyor… Herkesin tek isteği Suriye’ye başka türlü dersini vermek, ama nasıl? Bu işin bir bedeli olmalı!... Gerçi bütün bedelleri Türkiye ödüyor.
n
n
n
n Şu olay Türkiye’nin gündemini tamamen değiştirdi. Türkiye’nin 8 şehitle ilgili öfkesini, isyanını bir anda gündemden düşürdü. Ne acıdır ki 8 şehit için kimse kanı yerde kalmayacak demedi, kimse de onların kanının peşine düşmedi. Suriye’nin tam zamanı deyip uçağımızı düşürmesi teröristleri şimdilik kurtardı. Ne Irak ne de Kuzey Irak yönetimine “yetti artık diyemedik. Sınırlarına sahip çıkmayan ve sınırlarında terörist grupların barınmasına olanak tanıyanların yalanlarına daha ne kadar itibar edilecek, daha ne kadar onlara sessiz kalınacak bunu bilmiyoruz. Zaten Amerika istemiyor diye onlara bir yaptırı da uygulayamıyoruz. Kınalı kuzularımız o kalleş dağlarda şehit düşmeye devam ediyor… Bugün şehit düşenleri yarın unutuyoruz. O gün onlar için söylediklerimize yarın sahip çıkmıyoruz. Bu nasıl iştir anlamak mümkün değil. Bu nasıl bir piyangodur, hep fakir ailelerin çocuklarına şehitlik düşüyor. 20 yıl önce kardeşim ve arkadaşları şehit düştü. Ne kardeşimin ne de arkadaşlarının cenazeleri villalardan çıkmadı. Şimdi de aynı şekilde o sekiz şehitten birisinin Samsun’da yapılan cenaze törenine katıldım, cenazede babası ile tanıştım. Biliyorum tanık oldum o şehit cenazesi de Samsun’da villadan çıkmadı. Biliyorum, takip ettim diğer 7 şehitten hiçbirisi de villadan çıkmadı. Maalesef o 8 kahraman şehidimiz de yoksul evlerden kalktı. Bu basit ama acı Türkiye gerçeği değişmediği sürece bu terör biter mi?
n
n
n
n Hani milletvekili çocukları, hani zengin çocukları, hani bürokrat çocukları hiçbirisinin bir şehidi var mı? Bir şehit yakını hassasiyeti ile ifade ediyorum, işte bu yüzden çabuk unutuyoruz, çabuk unutuluyorlar… Bu durum elbette zorumuza gidiyor ve kahroluyoruz. 8 şehidimizin gündem dışına düşmesinde Suriye’nin uçağımızı düşürmesinin sadece bir bahane olduğunu unutmayalım. Biz istemesek 8 şehidimizi bize kim unutturabilir?
n