Sessizliğin gücü çağımızda belki de en çok kaybettiğimiz ama en derin etkiler yaratan içsel kaynaklardan birisidir. Gürültülü bir dünyada sessiz kalabilmek sadece bir kaçış değil, aynı zamanda öz farkındalık güç, denge ve netlik için bir eylemdir. Peki sessizlik neden bu kadar güçlüdür?
Sessizlik Düşünmeyi Derinleştirir
Sessizlik zihnin gürültüsüz alan bulduğu nadir anlardır. Yaratıcılık, sezgi ve çözüm üretme becerisi sessizlikte gelişir. Sessizlik düşüncenin evidir.
Duygulara Alan Açar
Konuşmadığımızda değil, sustuğumuzda hissederiz. Sessizlik bastırılmış duyguların yüzeye çıkmasına izin verir. Bu da şifadır. Aynı zamanda sessiz kalmak sayesinde kendinle bağ kurabilirsin.
Kendinle Bağ Kurarsın
Sürekli dış uyarılara maruz kalan zihin ben aslında kimim sorusunu unutabilir. Sessizlik içsel rehberin sesini duymayı mümkün kılar.
Tepki Yerine Seçim Yapmayı Sağlar
Anında tepki vermek yerine, sessizlikte düşünerek bilinçli kararlar verirsin. Özellikle çatışmalarda sessizlik güçlü bir strateji olmaktadır.
Sessizlik Sözleri Daha Anlamlı Kılar
Sessizlik konuştuğumuz sözlere de daha fazla anlam katar. Sürekli konuşan bir insanın söylediklerinin bir ehemmiyeti kalmayabilir. Fakat sessizliğe bürünmüş kişi konuşmaya başladığı andan itibaren merak uyandırır ve dikkat çeker. Çok konuşan değil gerektiğinde konuşan insan etkilidir. Sükut ikrardan gelir veya az konuş çok dinle gibi atasözlerimiz de tam olarak bunlardan dolayı ortaya çıkmıştır.
İşte tüm bunlar sessizliğin gücünden kaynaklanır. Etrafımızda neler olup bitiyor, içsel duygularımıza ve hislerimize yer verebilmek için sessiz kalabilmeyi kendimize alışkanlık haline getirmeliyiz.