Siyaset, devlet ve memleket yönetme sanatıdır.
Bu nedenledir ki, İslam alimleri siyaset için, “Peygamberlikten sonra en şerefli meslek” demişlerdir.
Siyaseti düzgün ve dürüst yapmak, şerefli olduğu kadar bunu kötüye kullanmak da o kadar şerefsizliktir.
Hep birlikte düşünelim:
Milyonların karşısına çıkıp kendilerini adil yöneteceğine dair söz verir, dürüst hareket edeceğinin teminatını gösterirsin.
Milyonlar ya da kent bazında yüz binler size inanır, en az namusu kadar kutsal ve değerli olan oyunu sana verir. Tabir caiz ise çocuğun denize düşmüştür. Herkes kurtarmaya talip fakat siz dürüstlük sözü verene izin verirsiniz. O da kahraman edasıyla denize atlar. Çocuğunuzu sahile çıkarırken tüm verdiği sözleri unutur ve ırzına geçer.
İşte dürüstlük sözü verip de sonradan bu sözünü unutan siyasetçinin durumu budur.
Siyasi gücünü kullanarak haksız kazanç elde eden tüm siyasetçiler, kurtarmaya çalıştığı çocuğa bu alçakça hareketi yapan canavar gibidir.
Merhum Akif, hiçbir kural tanımadan saldıran ve insanları haksızca öldüren Batı için, “tek dişi kalmış canavar” ifadesini kullanırken, bizler de bu tür siyasetçiler için, “ahtapot siyasetçi” ifadesini kullanıyoruz.
Yeni Türkiye’de siyaset yapacaklar, siyaseti kirletmemeleri gerekir.
İslam alimleri, devlet adamının ticaret yapmasını pek uygun görmemişlerdir.
Buna rağmen siyasiler ticaret yaparlarsa dürüstlük örnekleriyle ticaret erbabına rol-model olma sorumluluklarını ihmal etmemelidir.
Milletin, her zaman ilim adamlarını ve devlet yöneticilerini takip edeceği unutulmamalıdır.
Siyaset yağma ve talan sanatı değil, insanları doğru ve adil yönetme sanatı ve şerefidir.
Selam ve sevgi ile…