n

n
n Her ölüm acıdır. Ama her ölü aynı değildir... Bir asker şehidimizin cenazesi ile bir teröristin cenazesini aynı kefeye koymak mümkün değildir. Asla bir şehitle, bir terörist cenazesi kıyaslanamaz.
n
n
n
n Elbette şehitlerimize sahip çıkıp, onlara daha özel davranacağız ve törenle defnedeceğiz. Çünkü şehitlerimiz vatan ve millet uğruna hiç çekinmeden canlarını feda ediyor. Onların sayesinde huzur ve güvenlik içerisinde yaşıyoruz. Diğer taraftan teröristler ise terör örgütünün talimatları doğrultusunda güvenlik kuvvetlerimize pusu kuruyor ve onları şehit etmek için her türlü çatışmaya giriyor. Güvenlik kuvvetleri ile çatışmaya giren teröristlerin sonu ölüm olmaya devam ediyor. İşte bu çatışmalarda ölen teröristlerin cesetlerini her zaman dağdan indirmek mümkün olmuyor. Çünkü cesetlerini ya kaçırıyorlar ya da cesetler güvenli noktalarda olmuyor. Bu yüzden birçok terörist cesedinin dağda kalma ihtimali var. Ailelerine teslim edilen terörist cesetleri ise örgütün elinde maalesef propaganda ve şov malzemesi oluyor. Bu cenazelerde her türlü örgüt propagandası yapılıyor, insanlar tahrik ediliyor, güvenlik kuvvetlerine ve devlete ait her şeye saldırılıyor... Cenaze töreni değil, örgüt şovu ağır basıyor. Eskiden bu tür şeyler yaşanmazdı. Terörün en yoğun yaşandığı 1992 ve 1993 yıllarında terörist cenazeleri böyle sahiplenilmezdi. Ailesine teslim etmek için getirilen birçok terörist cenazesi aileleri tarafından teslim alınmaz, reddedilirdi. Halbuki bu cenazeleri almamaları için kimseye bir baskı da yapılmazdı. Ama aileler çocuklarının terörist ve asker katili olmasından utanır ve rahatsız olurlardı. Türkiye böyle günler de yaşadı. İşte böyle günlerde çatışmada ölen teröristlerin cenazeleri, çatışma sonrasında toplanır ve sıralanırdı. Getirilen cesetler basın mensuplarına da gösterilirdi. Bu durumu eleştirenler olabilir. Terör acısı bilmeyenlerin bu durumu eleştirmesi çok kolay. Bu eleştiriyi yapanların canlarına demiyorum en basit bir malına dahi zarar gelse, o zarar vereni de o kişi bilse acaba ona nasıl davranır? Kuşkusuz en küçük maddi bir zarara bile tahammül edemez, gücü yetiyorsa mutlaka hesabını sormaya kalkışırdı. Oysa ki, terör olaylarında nice ana kuzuları şehit düştü ve düşüyor. Elbette hiçbir şehit yakını terörist cenazesine o da insan diyerek ağlamaz. Şimdi ise öyle şeyler duyuyor, öyle şeylere tanık oluyoruz ki, bir Emniyet Müdürü bile çıkıp, Terörist cenazesine ağlamayan insan değildir diyebiliyor. Ezber bozan birçok olayı peş peşe yaşamaya devam ediyoruz. Terörist aileleri ve birçok sivil toplum kuruluşu terörist cenazelerine artık sahip çıkıyor. O cesetlerin üzerine de hayallerini kurdukları o sözde devletin bayrağını da mutlaka asıyorlar. Bu cenazeler ciddi manada kalabalık oluyor.
n
n
n
n Şırnak Cudi Dağı nda teröristler 4 Kasım 2012 günü güvenlik kuvvetleri ile bir çatışmaya girdi. Çatışma sonrasında BDP, İHD ve bazı sivil toplum örgütleri Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı na başvurup cesetleri almak için dağa çıktı. Çatışmanın çıktığı bölgede 5 teröristin cesedini buldular. Sonrasında bu cesetler savcının talimatı ile gruptan alınarak askeri helikopterle otopsi için taşındı. Asker için ağır bir görevdi bu. Ama mecburen terörist cenazesini PKK sloganları, PKK bayrakları ve zafer işaretleri arasında havalanan askeri helikopter taşımak zorunda kaldı. Bir şehit yakını olarak açık ve net olarak söylüyorum, benim şehidim piyasadan temin edilen bir kamyonetin arkasında morga taşınırken teröristin cenazesinin helikopterle taşınması zoruma gitti gururumu incitti...
n
n
n
n Tuz kurtlanır mı demeyin! Eğer terörist cenazesi askeri helikopterle taşınırsa tuz da kurtlanır...Artık ülkemde tuz da kurtlandı. Şehit yakını gözüyle ben böyle görüyorum. Şehit yakını yüreğimle ben böyle hissediyorum. Kahroluyor ve üzülüyorum. Çaresizim...
n
n
n