Dün gece düşler sokağından geçtim. Derin ve sessiz uykumda .
İyi , kötü, güzel vardı.
İki farklı düş gördüm. Biri bana ve kendi özelime ait bir düştü. Güzeldi ve keyifli idi.
Uyuyup kalmayı isterdim o düşün içinde yıllarca.
İkinci düş ise felaketimdi. Memleket meselelerine dair korkunç , kabus gibi bir rüya.
Uyandığımda gün ışıyordu yavaştan pencerede. Saçlarım ıslak ve yüzüme yapışmıştı.
Başımı avuçlarımın arasında sıktım olabidiğince. Peşimde bir gölge gibi beni izleyen karanlık ve korkulu günlerim.
Olmuyor , sevgisiz insanlar dünyasında yaşamak zor ve anlamsız.
Güven ve sevgiyi yitirdik. Kül olmuş bir toplumdan duman çıkar mı yeniden ?
Çok derinlere kök saldık. Çok aşağılara, derinlere, kötülüğe kök saldık.
Acıları üleşmekten, sevinçleri bölüşemez olduk.
Oysa sevinçtir, sevgidir dostluğu ve güveni yaratan.
Mantıkla çözemedik. Metre ile ölçemedik insanlığımızı.
Günümüzde kimse artık ölümcül gerçeklerle ölmüyor.
Kurgular ve panzehirlerle her gün ölüyoruz.
Dirilip dirilip tekrar ölüyoruz.
Dayanılmaz olan , yaşam değilmiş aslında. Ne yazık ki insanlarmış.
İşte bu duygularla düşler sokağından geçtim yine.
Dün gece sessizce..
BU KIŞ VE HER KIŞ..
SOKAK HAYVANLARI İÇİN BİR KAP YEMEK.
BİR KALP SEVGİ.