Tükenince umutlar bir sızı başlar yüreklerde.
On yaşında küçük bir çocuktum. 27 Mayıs ihtilalini zor da olsa hatırlıyorum.
Adnan Menderes'in darağacındaki resimleri hep durur.
Çocuk belleğim nasıl korkmuş ve ürkmüşse hiç unutamam o fotoğrafları.
Talat Aydemir kalkışmaları..
Yıllar biraz ilerleyince 12 Mart muhtırası.
Ardından 1980'de bir darbe daha...
Derken 28 Şubat olayları tankların yürüyüşü yine belleğimde.
Orta yaşımı geride bıraktığım şu günlerde bir darbe daha.
Darbe üstüne darbe."Vurun kahpeye " gibi…
Her darbe , her ihtilal her kalkışma ve her yeni deneme bu ülkeyi açmaza götürüyor.
Nasıl ki ; dini siyasete bulaştırmak yozlaşmayı doğuruyorsa, askerin de siyasete bulaşması ülkeyi yozlaştırp çökertiyor.
Bütün olanlara inanmak, hele de içimizde bu kadar çok hain olduğunu görmek ve yaşamak çok acı .
Zaten şuncular , buncular diye ayrıştığımız günlerde bir de paralel belası ile yüzyüze geldik.
Atatürk'ün niçin bir geometri kitabı yazmış olduğunu hep düşünmüşümdür.
Kitabında paraleller ile pek uğraşmış.
Karşılıklı kenarları paralel olan dörtgene paralel kenar denir.

Yamuğun bütün özelliklerini taşır.

Paralleller, üçgenler, yamuklar...
Lise öğrencisi iken en nefet ettiğim ders idi . Geometri...
Ancak Atatürk'ün bir bildiği varmış demek ki bu günler için. Nur içinde yatsın.
Güzel günleri unutup umutlarımızı yitirdik.
Tükenince umutlar bir sızı başlar yüreklerde.
.SOKAK HAYVANLARI İÇİN KALBİNİZE BİR DAMLA MERHAMET KOYUN