n

n

n

n

n Ekonomik ve siyasi hayatımızın aksiyonları ile dolu bir haftayı daha geride bıraktık. Haftanın en fiks olayı TIR meselesi idi. İçinde ne olduğu şüpheli olan bir yardım TIR ‘ı Suriye ‘ye MİT refakatinde gitmekteyken, bir arama kararı TIR durduruluyor aranmak isteniyor. MİT refakatinde giden TIR‘dan devletin üst düzey bürokrasisi haberdar ama yargının arama kararından 17 Aralık operasyonu gibi bürokraside kimse haberdar değil. Bu operasyon yargı ve camia işbirliği ile yapılmış bir operasyon değilse kim tarafından yapıldı? Paralel devlet taşeronluğunda yürütülen bu operasyonlar, aslında AK Parti Hükümeti’ne ve neticede Başbakan’a yönelik gibi gözüken bu hamleler; bu milletin geleceğine ve devletin bekasına yöneliktir. Prensipte devlet, millet içindir diye düşünen Müslüman bir insanım. Ancak şu var ki milletin de devlet aygıtı olmaksızın yaşayabildiği “ geniş kapsamlı bir toplum “ insanlık tarihinde yoktur. Bu ancak devlet ve insan tartışmalarının felsefesini yapan teorisyenlerin kritiklerinde yer bulabilmiş ütopik bir düşüncedir.

n

n Bu ülke de devlet aygıtını oluşturan bireyler, seçme yaşına gelmiş bireyler tarafından seçiliyor. Hür, demokratik bir ülkeyiz. Ancak maalesef tarihimizden de gelen bir askeri vesayetçi yapılanma marazımız her zaman oldu. Osmanlı’da Yeniçeri kafası atınca kazan kaldırır idi. Bu alışkanlığımız Cumhuriyet döneminde de devam etti. Ancak bugünlerde yaşadığımız ölçü de referansı din olan bir camianın bu derece paralel devlet yapılanması içine girdiği başka bir tarihi dönemimiz olmamıştır sanıyorum. Bu millet tarih sahnesine çıktı çıkalı böyle artistik bir vesayet ile imtihan olmadı bence.

n

n Neden hep seçilmişler hesap veriyor. Neden seçilmişlerin dışındakiler hesap verince bu kadar ağrımıza gidiyor. Yoksa bilinçaltımız aslında seçileni değil seçmeni mi, vatandaşı mı cezalandırıyor. Yoksa hala seçenlere “ sizin çoğunuz aptal “ mantığı ile mi bakıyoruz. Sen bilmezsin yönetmeyi sadece vergi vermeyi askere gitmeyi tarlada çalışmayı bilirsin mi demek istiyoruz. Neredeyse 90 yıldır Cumhuriyet rejimi ile yönetiliyoruz. Seçilenler kadar bu ülkede bedel ödeyen, hesap veren oldu mu? Peki bu ülke dört ya da beş yılda bir seçilerek iş başına gelenlere mi ait. Bu ülke başbakan ile kabinesine mi ait. Bu ülkeye bu devlete bir zeval gelirse; gidecek başka bir ülke mi var! Bu ülke kime ait ? Cemaate mi hükümete mi medya ya mı erki temsil edenlere mi yoksa MİLLETE Mİ ? Cevap ‘MİLLET’e ait ise o zaman neden bu ülkenin en önemli dinamiklerini çökertmeye çalışıyoruz.

n

n Hala ne demek istediğimi anlamayanlar varsa yurdum insanının ironik / trajik ,netice verici ,anketini uygulamakla bitireyim. Bir hırsız ile bir vatan haini suya düşse hangisini kurtarırsınız sorusuna J))) ben hırsızı kurtarırım çünkü vatan hainini kurtarırsam, vatanım da devletim de elden gider ama hırsızı kurtarırsam en azından hırsızı yargılayacağım ülkem kalır diye cevap veriyorum. Hala anlamadınız mı ! Bu ülke devletiyle, milletiyle hepimizin ve gidecek başka bir yerimiz yok…

n

n

n