Türk Dil Kurumu sözlüğünde, "muhafazakar" kelimesinin karşısında "tutucu" yazıyor. Hadi biraz yumuşatalım, "değişime direniş gösteren" demek olsun.

***

Oysa bir felsefe veya düşünce akımı olarak "muhafazakarlık" çok daha başka biçimde tarif ediliyor: Mevcut sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal değerlerin korunmasından yana olan kimselere "muhafazakar" deniyor...

***

Bu tarife göre, muhafazakarlığı tek başına dinle, imanla ilişkilendirmek doğru değil aslında...

Misal, Ege Bölgesindeki zeytinliklerin korunması gerektiğini söyleyenler bal gibi muhafazakar sınıfına giriyor.

***

Lakin, bizim memlekette hiç kimse etiketiyle uygun işler yapmadığı için, muhafazakarlık da tamamen kağıt üzerinde kalıyor.

Bakın, İstanbul'a yapılan üçüncü köprü ve yeni havalimanını can siperane savunanların alayı kendisine "muhafazakar" diyor... Hatta "bu köprü ve havalimanı İstanbul'un ormanlarını, su havzalarını yok edecek" diyenleri de "dinsiz, imansız, gayrı milli, vatan haini" diye yaftalamaktan da geri durmuyorlar.

Tabiatı "muhafaza etmek" isteyenleri ihanetle suçlayanlar kendilerine "muhafazakar" diyor!"

***

Kanal İstanbul projesinin doğal dengeyi bozacağını, Marmara'yı büyük bir foseptik haline dönüştüreceğini söyleyenler "muhafazakar" olmuyor da "bu kanaldan geçen her gemiden üç euro alırsak köşeyi döneriz" diyenler "ultra muhafazakar" sınıfına giriyor...

Kanal İstanbul çevresinde kimlerin arazi topladığı mevzusuna hiç girmeyelim... Onlar, aldıkları tapuları sağlam bir yerde "muhafaza" ediyor olmalı!

***

Türkiye'de Cumhuriyet değerlerini muhafaza etmeye çalışanlar değil, "yeni Türkiye" diyenler muhafazakar sayılıyor!

***

Ecdat yadigarı camileri, sarayları, tarihi eserleri restore edeceğim derken aslından uzaklaştıranlar da güya muhafazakar...

"Ya, bu restorasyon hiç olmuş mu?" diye sorgulayanlar tü kaka!

***

İstanbul'da tarihi yarımada, Boğaziçi, Osmanlı camilerinin silüeti hangi ara bozuldu dersiniz?

***

Samsun'da da vaziyet aynı değil mi?

Kocadağ'a taş ocakları açanlar, kumsala sahil yolu yapanlar, Konak Sinemasının tarih olmasına sebep olanlar tam olarak neyi muhafaza ediyor acaba?

***

Muhafazakarlıktan anladığımız galiba sadece Allah ile kul arasındaki bağlar... Farzlar, sünnetler, vacipler...

Peki bu değerleri ne kadar muhafaza edebiliyoruz dersiniz?

***

Cami var, cemaat az...

İmam Hatip okullarımız çok, ama gençler arasında gizli veya açık deizm sorunu baş göstermiş...

Açık ayetlere ve hadislere rağmen kul hakkı, adalet, ahlak, faizden uzak durmak gibi değerler örselenmiş...

***

Uyuşturucu, alkol, çocuk istismarı, tecavüz, ahlaksızlığın bin türlüsü...

Muhafazakarlık iddiasında bir topluma yakışıyor mu Allah aşkına?

***

Muhafazakarlık, öyle bir kenara atılacak bir fikir, çar çur edilecek bir felsefe asla değil. Bilakis insanoğlunun değerlerini yitirmemesi için gerekli...

Lakin günümüzde öylesine kötü bir erozyon var ki, muhafazakarlığın bizzat kendisi muhafaza edilmeye muhtaç!

Gerçek muhafazakarlara sözüm yok ama, ortalık sözde muhafazakar dolu... Onlar da muhafaza ettikleri her neyse, ondan kar elde etme derdinde...

***

Şu yalan dünyada muhafaza edilen sadece kişisel menfaatler mi kaldı acaba?