9 Ocak 1935 tarihinde Konya’nın Ereğli ilçesinde, yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Elmas, henüz on iki yaşındayken evden ayrılarak hayatını kazanmak için çeşitli işlerde çalışmıştır. Bir süre memurluk görevinde de bulunan Elmas, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni ikinci sınıfta terk etmiştir. Yedi yaşındaki çocuğunu kanser hastalığı sebebiyle kaybettikten sonra yasa dışı işlere yönelmiştir. İlk olarak bir Chevrolet marka otomobil çalmasıyla adli süreci başlamış ve yakalandıktan sonra 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Cüretkar Firarlar Ve Soygunlar
Hapis cezasının ardından cezaevinden kaçan Necdet Elmas, polisle girdiği bir çatışma sonrasında tekrar yakalanarak Sultanahmet Cezaevi'ne gönderilmiştir. İkinci firarı, hem zekası hem de cesaretiyle akıllara kazınmıştır.
Kalp rahatsızlığı bahanesiyle hastaneye sevk edilen Elmas, hastaneden dönerken yanındaki askerleri ikna ederek Emirgan’a rakı içmeye götürmüş; askerler alkol alırken tuvalete gitme bahanesiyle izin alıp firar etmiştir. Kaçışının ardından, 7 Temmuz 1961 tarihinde Çemberlitaş’taki Buğday Bankasını soyarak ilk büyük yankı uyandıran eylemini gerçekleştirmiştir. Eğitimi, tavırları ve kılık kıyafeti nedeniyle halk ve basın tarafından yoğun ilgi görmüş, Yassıada yargılamalarının gölgesinde kalan günlerde bile en çok merak edilen kişi olmayı başarmıştır.
İstanbul Gangsteri Ve Büyük Takip
'The Gangbuster of İstanbul' imzasıyla gazetelere mektuplar gönderen Necdet Elmas, bu mektuplarda hem kendisini yakalayamayan polisleri eleştirmiş hem de yeni soygun planlarını açıklamıştır. Bu durum, ününü daha da artırmıştır.
18 Ağustos 1961'de, bir Polis Merkezi'ne yalnızca otuz metre mesafede bulunan İş Bankası Kazlıçeşme şubesinden, Chevrolet marka arabası ve Sten marka tabancası ile tam 165 bin 850 lira çalmıştır. Şöhreti tüm Türkiye’ye yayılan ve halk arasında taklitleri çıkan Elmas, dönemin darbe hükûmeti tarafından sıkı takibe alınmıştır. İstanbul Emniyet Teşkilatı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Birlik Komitesi’nden oluşan yaklaşık 12 bin kişilik bir operasyon ekibi görevlendirilmiştir. Hatta Cumhuriyet Gazetesi bile, gangsterlik olaylarını ABD’de uzun süre araştırmış eski bir polis şefini özel bir araştırma biriminin başına getirerek emniyete destek olmuştur. Tüm bu büyük arama çalışmalarına rağmen Elmas, ilk soygundan sadece on iki gün sonra, 30 Ağustos 1961’de Darıca’da ev sahibi arkadaşının ihbarı sayesinde yakalanmıştır.
Duruşmadaki Sözleri Ve Hayatının Dönüşümü
Yakalandıktan sonra 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Necdet Elmas, mahkeme huzurunda etkileyici bir savunma yapmıştır. Tutuklanmadan önce basın toplantısı düzenleyerek halktan ve polislerden özür dilemiştir.
Duruşmalar sırasında mahkemeye hitaben yazdığı yazıda, "Suçta bir kasıt aranırsa benim bu suçta bir kastım yok. Suç bir kir, ceza ise bir banyodur. Ben bu banyoda yıkanacağım. Banyonun dozu fazla kaçırılırsa bu banyo fayda değil zarar tevlit eder. İleride bir kitap yazıp durumu efkarı umumiye arzedeceğim. Müdafalar tali derecede kalır. Esas müdafanın vicdanlarınızda yapılmasını istiyorum. Adalet önünde boynum kıldan incedir," ifadelerine yer vermiştir. Gözaltı süresince İstanbul Emniyetini arayan çok sayıda kadın, Elmas’ın dövülmemesini talep etmiştir.
Cezaevinde Nur Cemaati öğrencileriyle tanışarak Risale-i Nur kitapları okumuş ve İslami bir yaşam tarzını benimsemiştir. Kısa zamanda büyük bir değişim geçiren Elmas, hapishanede arabuluculuk yapmış, restorasyon işlerinde görev almış ve kütüphane kurdurarak sevilen ve güvenilen biri haline gelmiştir. İyi hali sayesinde yedi günlük çarşı izni bile verilmiştir. 1974 affıyla serbest kalan Elmas, Beşiktaş Belediyesi'nin kendisine tahsis ettiği büfede işletmecilik yapmış ve kazancıyla hayır işleri yapmıştır. Daha sonra memleketi Konya'nın Ereğli ilçesine dönmüş, oradan da Antalya'ya taşınmıştır. Üç kez evlenen Necdet Elmas, 2017 yılında Antalya'da vefat etmiştir.




