Türkiye, Çocuk Refahı Sıralamasında En Gerideki Ülkelerden Biri
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 43 ülkeyi kapsayan yeni raporunda, Türkiye’yi çocuk ve ergen refahı açısından en düşük puanı alan sekiz ülke arasında gösterdi. 2022-2023 yıllarına ait verilerin değerlendirildiği çalışmada, Covid-19 salgınının çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri öne çıktı.
Türkiye, çocukların genel iyilik halini değerlendiren listede 35. sıraya yerleşti. Bu değerlendirme; akıl sağlığı, fiziksel gelişim ve akademik beceriler gibi başlıklara dayanıyor. Raporda yer alan ülkeler arasında Avrupa Birliği ve OECD üyesi ülkeler bulunuyor.
UNICEF, salgının başlangıcından bu yana özellikle gelişmiş ülkelerde çocukların akademik başarılarında, ruhsal ve bedensel sağlıklarında dikkate değer düşüşler yaşandığını vurguluyor. Bu düşüşlerin çocukların gelecekteki yaşam kalitesi ve potansiyeli üzerinde uzun süreli etkiler bırakabileceği belirtiliyor.
“Covid Bebekleri” Hâlâ Sosyalleşmekte Zorlanıyor
Pandemi sürecinde dünyaya gelen bebeklerin sosyal gelişimlerinde gerilikler gözlemleniyor. Elif Büyükkınay, 2020 yılında Londra’da doğan kızının, anaokuluna başladığında öğretmenlerinden çekingenlik üzerine geri bildirim aldığını belirtiyor. Büyükkınay, pandemide çocukların farklı sosyal ortamlarla yeterince tanışamadığını, bunun da sosyal davranışları üzerinde kalıcı etkilere yol açtığını söylüyor.
Uzmanlar Uyarıyor: Dil Gelişimi Geri Kaldı
Marmara Üniversitesi Psikopatoloji Laboratuvarı Direktörü Fatima Tuba Yaylacı, okul öncesi dönemin insan gelişiminde temel bir aşama olduğunu vurgulayarak, “Altı yaşına kadar beyin gelişiminin yüzde 95’i tamamlanıyor” diyor.
İzmir Demokrasi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hülya Yüksel ve yüksek lisans öğrencisi İlayda Albaş, bu yaş grubundaki çocukların sosyal etkileşimden uzak kalmasının, dil becerilerini ve duygusal zekalarını olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Özellikle kitap okuma, hikâye dinleme gibi etkinliklerin eksikliği, kelime dağarcığında daralmaya ve okuma-yazma becerilerinde gecikmelere yol açmış olabilir.
Ayrıca fiziksel hareketlilikteki kısıtlamalar da bu çocukların motor gelişimini geride bırakmış durumda. Yüksel ve Albaş’a göre, bugün ilkokula başlayan pek çok çocuk, hem dil hem de fiziksel gelişim açısından ek desteğe ihtiyaç duyuyor.
Dezavantajlı Çocuklar Daha Ağır Etkilendi
Fatima Tuba Yaylacı, pandemi sürecinde tüm çocukların aynı şekilde etkilenmediğini vurguluyor. Sosyoekonomik dezavantajı olan, gelişimsel sorunları bulunan ya da sosyal destekten yoksun çocukların çok daha ağır sonuçlarla karşılaştığına dikkat çekiyor. “Bu gibi koşullarda yaşayan çocuklarda kaygı, depresyon gibi sorunların daha sık görüldüğünü gözlemliyoruz,” diyor.
Yaylacı’ya göre mülteci çocuklar da bu süreçte en kırılgan gruplardan biri oldu. UNICEF raporunda, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında en fazla mülteciye ev sahipliği yaptığı hatırlatılıyor. Ayrıca pandemi döneminde çocuk işçiliği, istismar ve kötü muamele risklerinin de arttığına dikkat çekiliyor.
Ekran Süresi Arttı, Dikkat Süresi Azaldı
İlkokul çağındaki çocuklar da pandeminin getirdiği dijital izolasyondan önemli ölçüde etkilendi. Okula sanal platformlar üzerinden başlayan çocuklar, açık hava etkinliklerinden ve sosyal ortamlardan uzaklaşırken, ekran başında geçirilen süre ciddi şekilde arttı.
Fatima Tuba Yaylacı, araştırmacı Didem Gençtürk ile birlikte yürüttükleri çalışmada, okul öncesi çocukların günlük ortalama ekran süresinin 2,5 saate yaklaştığını belirtiyor. Bu durumun; dikkat, dil gelişimi, sosyal davranışlar ve duygusal denge üzerinde olumsuz etkiler yarattığını dile getiriyor. Bazı öğretmenler, çocukların dikkat sürelerinde belirgin bir azalma yaşandığını rapor ediyor.
Geleceği Etkileyecek Kalıcı İzler
UNICEF’in raporu, yalnızca istatistiklerle değil, pandemi döneminde doğup büyüyen çocukların karşılaştığı günlük zorlukları da göz önüne seriyor. Sosyal bağların kopukluğu, gelişim fırsatlarının azalması ve dijital bağımlılığın artışı, uzun vadede çocukların eğitim hayatı ve psikolojik dayanıklılığı üzerinde etkili olmaya devam edecek.