n

n

n

n

n O otobüs, kesin bir sorun yaşayacaktır yolda. O, oralarda üşütebilir. Ya uyuyup ineceği yeri kaçırırsa? O şimdi, yoldaki uğrak yerlerinde yemek de yemez. Yanına bir şeyler aldırsa mıydım? Gerçi bu ilgiyi aşırı bulup, kızardı kesin. Sahi, çok mu düşüyorum üstüne? Sanki o da bana öyle davranmıyor mu?

n

n Bana, “Sen beni unutursun” diyor. Asla. Fakat o beni unutabilir. O kadar güzel ki; kesin, beni unutturacak biri… O olmazsa ben yaşayamam. Ya unutursa? Biri, hiç de ona yakışmayacak biri…

n

n Her şeyimiz farklı. Kendi söylemişti bunu. Peki, bu kadar farkla nasıl bir aradayız hala? Evet, bu durum ileride büyük bir handikap… Allah kahretsin. Her hali ona uygun biri… Onu asla benim kadar sevemeyecek biri giriverirse aramıza?..

n

n Her ayrılışta yaşıyor bunu âşık. Âşık, her buluşmada da bunlara benzer ve hatta bunlara benzemez türlü duygularla, tedirgin, mütereddit… O, anlık cennet dilimlerini cehenneme dönüştürme yeteneğini gösteriyor. Bunu, gerçekten bir sanat gibi başarıyor. Âşığın en büyük meziyeti, tedirginliğidir.

n

n Aradığında ulaşamazsa ona, kesin kalbi kırılmıştır. Neye ve niçin kırılmıştır diye düşünmek de cabasıdır. Hiçbir sebep bulamaz. Fakat tüm bunlara rağmen, o mutlaka, kesinlikle kırılmıştır. Ona ulaştığı anda, ya da o ona ulaştığında, o tedirginlik, sanki hiç olmamış gibi, sanki kafa koparan bir ağrı yaratan o fırtına yaşanmamış gibi, yoluna girer hayat…

n

n Hal hatır sormayı birkaç gün geciktirmişse, mutsuzluk zaten kardeşi ya âşığın, hüzün bulutu gibi gezilir. Hayat zaten berbattır. Ve hiç kimse hak ettiği kadar sevilmemiştir… Âşığın, karamsarlık sofrasına koyacağı temcit pilavları hiç bitmez. Eğer, hiçbir sorun yoksa, âşık, üşenmez, kesinlikle bir sorun çıkarır…

n

n Kendisini ikna edemez âşık. Hastalıklı bir hale getirmiştir, getirilmiştir. Bazen, tek yönlü bir bıktırışla, bazen ve genellikle iki taraflı… Sürer gider bu terane. Farkında olmadan, birbirlerini yıpratarak ve bazen ve yine genellikle yıpratacak yerde aşkı katmerleyerek, hayatı kendilerine bir zindan ederler, daha sonra da güllük gülistanlık…

n

n Bu, korkunç dengesiz denge, bir bozulursa, iki taraf da yer ile yeksan ya da bir taraf yerin dibinde, diğeri cendereden kurtulmasının sevinciyle…

n

n Her şeye rağmen, vücut kimyasını hareketlendiren, hücreleri yenileyen bir haldir işte. Aşk, tedirgin yaşamaktır çoğu zaman. Ve yine o – yani aşk- emin olmaktır…

n