Bugün 18 Mart: Şehitler günü....

Onlara rahmet, mağfiret dileriz.

Emanetleri kutsalımızdır; ne vaz geçeriz ne de unutulmalarına müsaade ederiz.

Günümüz gençlerinin unutmaması dileklerimizle...

"Savaş dediğin söz değil,

Bayrak dediğin bez değil,

Vatan için bir kez değil,

Bin kez ölmüşlüğümüz vardır."

.......

"Cami, vaizler, imamlar" konusuna devam ediyoruz.

Konumuz Kur'an-ı Kerȋm'den bir ayet: "İnneddine indallahil İslȃm". Yani ki, "Allah indinde din İslȃm'dır."

Asırlardır Cuma ve bayram hutbelerinde okunagelen Ayet-i Kerȋme..

Okunmasının fıkhi gerekçesini sorarsanız: Farz değil. Sünnet de..

Ama örften...Yani tüm İslȃm alemince alışılagelmiş uygulama..

Ve bizim imamlar, son 14 yıldır (2005'ten beri) Allah'ın kelamını hutbede okumaktan kaçınıyorlar..

Niye mi?

Gelin önce Kur'an-ı Kerim'in hükmünden bahsedelim

Kur'an-ı Kerȋm'de , -bu konuda- birbirini tamamlayan 3 ayet-sure var.

Kafirun suresi: Mekke'de inmiştir. 5. ayetinde hüküm açıktır: "Sizin dininiz size, benim dinim de banadır."

Hacc Suresi: 13 ayeti Mekke'de, 6 ayeti Medine'de vahyolunmuştur. 17. ayetinin meali: "Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah'a ortak koşanlar var ya, Allah kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, her şeye şahittir." (Burada dikkat edilmesi gereken husus, Cenab-ı Allah'ın, Yahudileri, Sabiȋleri, Hıristiyanları ve Mecusȋleri, kafirlerden ayırmasıdır. Mamafih ilerleyen dönemlerde vahyolunan surelerde, hak dinlerin sapkınlığa nasıl, açık olarak anlatılmıştır.)

Al-i İmrȃn Suresi: Medine'de vahyolunmuştur.Mealen: "Allah nezdinde hak din İslam'dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın ayetlerini inkar edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur."

Bu üç sure ve/veya ayetin yanında, peygamberlerden bahseden sure ve ayetler de göz önünde tutulduğunda şu nokta açıkça ortaya çıkar: İslamiyetin başlangıç dönemlerinde (Mekke dönemi) Cenab-ı Allah'ın hükmü, "sizin dininiz size, benim ki bana"dır. Hicret sürecinde vahyolunan ayetlerden onyedincisi, semavi kökenli (Hak din) olanları kafirlerden ayırmaktadır.Yani ki, Yahudiler, Sabiler, Hıristiyanlar ve Mecusiler ayrı grup veya gruplar olarak ele alınırken, kafirlerden farklı oldukları vurgulanmaktadırlar.

Aradan bir süre geçtikten sonra Medine'de vahyolunan Al-i İmrȃn Suresi 19. ayette ise hüküm net ve kesindir: "Allah indinde din İslȃm'dır".

Ve bizim imamlar, (çoğunluğu; özellikle merkez camilerdeki torpilli olanlar) bu ayeti okumaktan imtina ediyorlar..

Niye mi?

Cevabını bulmak için 2005 yılına kadar gitmemiz gerekiyor.

Basında, Avrupa Birliği'nin o ayetin hutbelerde okunmasından rahatsız olduğu yönünde haberler çıktı. Keza, o yıllarda, ABD büyükelçisi Eric Edelman, Diyanetten sorumlu Bakan Mehmet Aydın'a bir mektup yazmış; söz konusu ayetin Hıristiyanlara tehdit olarak algılandığını belirterek, Ayet-i Kerȋme'nin hutbeden çıkarılmasını istemişti.

Zamanın Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, yumuşak bir uslupla haberi yalanlamakla yetinmişti. Hemen ardından yapılan diyanet açıklamasında, 'yurt dışı heyetlerle görüşmelerde bu konu gündeme geldiğinde...' ifadesine yer verilmişti.

Ve dahası, 17 Şubat 2006 tarihinde müftülüklere B.02.1.DİB.0.12.00.01/230-02-230 sayılı bir yazı ile gönderilen DİB genelgesinde, 'standart hutbe duaları yerine yeni hutbe dualarının uygulamaya konulacağı'nı hükme bağlıyor. Bu genelgeye Ek: 2 olarak gönderilen 'Hutbe Duaları' başlığını taşıyan iki sayfalık kısımda, hutbe kılavuzundan, "İnneddine indellahil İslȃm" ayeti kerimesi çıkarılıyordu.

Aynı dönemde, İstanbul Eminönü'ndeki Zeynep Sultan Camii'nde Maide Suresi'nin 'Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin' mealindeki ayeti yazan imam müftülükçe uyarılarak ayet sildirilmişti.

Aynı dönemde, Diyanet'ten sorumlu eski Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Al-i İmran Suresi'nin 19. ayetinin kaldırılması AB'nin isteğine ve Diyanet'in yaklaşımına tepki göstermiş, 'Her gün kilisede 'İsa'ya teslim olmadan kurtuluş yoktur'diye dua ediyorlar. Onlar öyle diyor diye İslam yok mu? Keyifleri bilir' demişti.

Ve günümüze geldiğimizde...

Halen dahi birçok camide söz konusu Ayet-i Kerȋme okunmaktan imtina ediliyor.

Yani ki imamlar Allah'ın lafzını tekrarlamaktan kaçınıyorlar.

Niye?

Şimdi: Durun düşünün ve söyleyin!

Uzun lafın kısası...

Referansımız Kur'an-ı Kerȋm'dir.

Vesselam!