Küçükken babamla eski stadyumda maçları izlemeye gittiğimde, kapalı tribünün önünde bir araba olurdu. Sahaya dönük, çapraz bir şekilde dururdu. Çocuk merakıyla sorup öğrenerek tanımıştım Emin Kar'ı. 

20 Ocak 1989 travmasından sağ kalan en sembolik isimdi. Gerçek bir efsaneydi. 

Önce büyük kaptan, sonra büyük başkan oldu.

Bacakları felçli olmasına rağmen, gerektiğinde herkese inat dimdik ayakta durmayı başaran çok cesur biriydi. 

Kimse ortada yokken, elini taşın altına koydu ve o takıma final oynattı. Biz de o takımı tribünden "Paranız ödenir, hakkınız ödenmez." diyerek alkışladık. 

Gurbette bulunan pek çok Samsunsporlunun o cenazede yer alarak Emin Kaptan'a veda etmek istediğinden emindim. Kendim Samsun'da bulunduğum için gurbetteki renktaşlarımızın da sorumluluğunu üstümde hissederek cenazeye katıldım. Böylesine önemli bir ismin cenazesine giderken avluda boş yer kalmayacağını tahmin ediyordum fakat ne yazık ki tablo öyle değildi. 

İnsanlar pandemi nedeniyle tedbirli olmak adına toplu organizasyonlara katılmak istemeyebilirler, bunu anlayabiliyorum. Fakat Samsunspor Kulübünün yöneticisiyle, teknik ekibiyle, futbolcusuyla, personeliyle tam kadro orada hazır bulunması gerekirdi. Bu adam o forma için canını ortaya koydu, kimse bunu unutmasın.

Emin Kar'ın cenaze haberi gece yarısı duyuldu, sabahında kulüp teknik direktör Mehmet Altıparmak ile yolların ayrıldığı bilgisini paylaştı. Böylesine önemli bir günde gündemi değiştirecek bir bilgi paylaşımına gerek var mıydı? Ertesi gün paylaşılamaz mıydı? Eminim, Mehmet Altıparmak hocanın da buna itirazı olmazdı. Profesyonel yönetim anlayışıyla övünen bir kulüp için oldukça yanlış bir adım atıldı. 

Cenazede görüştüğüm pek çok renktaşımız, kulübün tesislerde bir tören düzenlememiş olmasını sorguladı, eleştirdi haklı olarak. Büyük kaptana yıllarını verdiği, uğruna sağlığını kaybettiği kulüpte veda etmek çok yakışırdı. Ailenin istemediği söylentisi konuşuldu ama bu konu hakkında net bir bilgi yok. Aile üyeleri acıları henüz çok tazeyken konu hakkında bir açıklama yapmayabilir ama kulübün bu konuyu netliğe kavuşturmasını bekliyoruz.

Emin Kar dünyada emsali olmayan bir semboldür ve ne yazık ki hak ettiği ilgi ve alakayı bu şehirde görememiştir. 20 Ocak şehitlerinin hatırasını bile ancak 30 yıl sonra hatırlayıp yaşatan bu şehirde, Emin Kar'ın hak ettiği muameleyi görememesi şaşırtıcı değildir. 

Bu kulüp 3-5 sene önce kurulan bir şirket kulübü değildir. Yılların emeğiyle, birikimiyle, yaşanmışlıklarıyla bugünlere gelen, mazisi olan, camiası olan bir şehir kulübüdür. Bu kulübü bugünlere getirirken canını veren, kanını veren insanlara hak ettiği itibar herkes tarafından gösterilmelidir.

Başta Samsunspor Kulübü'nün, sonra da ilgili kurum ve kuruluşların gerekeni yapmalarını bekliyoruz. 

İYİ GÜNDE HERKES VAR, KÖTÜ GÜNDE EMİN KAR.