Gün içinde evi defalarca kontrol etmek, elleri tekrar tekrar yıkamak, her şeyin ‘kusursuz’ olmasına duyulan takıntılı ihtiyaç… Bunlar birer alışkanlık mı, yoksa Obsesif Kompulsif Bozukluk’un (OKB) belirtileri mi? Psikiyatri uzmanları, bu iki durum arasındaki farkın sanıldığından çok daha kritik olduğunu söylüyor.
OKB nedir?
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişinin elinde olmayan nedenlerle istemediği halde takıntılı düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri yatıştırma amacıyla tekrar eden davranışlarla ( kompulsiyonlar) karakterse edilen bir tür anksiyete bozukluğudur.
Uzman Psikiyatrist Dr. Can Demir şöyle açıklıyor:
“Kişi elini yıkamazsa kötü bir şey olacağına inanır ve elini günde 50 kez yıkayabilir. Bu artık hijyen değil, zihinsel bir döngü haline gelir. En önemli fark; kişi bu davranışların mantıksız olduğunu bilir ama durduramaz.”
Mükemmeliyetçilik ile OKB arasındaki fark nedir?
Mükemmeliyetçi insan kontrol duygusunu elinde tutabilir. OKB ise kontrol duygusunu kaybeder, bunu hisseder ve davranışları günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler.
Örneğin; mükemmeliyetçi insanlar masaüstünü düzenli tutmak isterler. OKB hastası insan ise masaüstündeki tüm eşyaların belirli açılarla, belirli sayılarda ve düzenlerde durmalarının zorunlu olduğunu hissederler. Aksi halde yoğun bir kaygı yaşarlar.
Tedavi mümkün mü?
Evet, OKB, bilişsel davranışçı terapi ya da gerek duyulduğunda ilaç tedavisi ile büyük oranda yönetilebilen bir rahatsızlıktır. Uzmanlar, erken fark edilip profesyonel destek alınması durumunda OKB ile kaliteli bir yaşamın mümkün olduğunu söylüyorlar.
Bu rahatsızlığa sahip olup olmadığından emin olmayan bireyler kendilerine şu soruları sorsunlar:
- Takıntılı bir düşüncenin gün boyu zihnimden çıkmadı oluyor mu?
- Aynı hareketleri defalarca yapmadan rahatlamadığını hissettiğin oluyor mu?
- Bu durum sosyal yaşantını ya da işini etkiliyor mu?
Bu sorulara evet diyen bireylerin uzmanlardan destek alması önerilir.