Sayın Kılıçdaroğlu, "Bay Kemal" ismini sevdiği için bu başlığı seçtim.

"Köy enstitülerini cumhuriyetin eserleri içinde en kıymetlisi, en sevgilisi sayıyorum."
İsmet İnönü (1941)

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) 'Köy Enstitüleri' projemizi, gelişmekte olan ülkelere taşıdığını ve bugünkü kurtarıcı kimliğini hala koruyorsa ki, evet bu bizim sayemizde gerçekleştirmiştir. ..
...yanlış anlaşılmasın, bize herhangi bir katkısı olmayan güçlü bir örgütün aksine, bizden aşırdıklarını söylemek istiyorum aslında(!)

Cumhuriyet kurulmuştu; fakat insanımızın büyük bir bölümü okur yazar değildi. (Hoş bugün de durum çok farklı değil ya neyse...)
"Okur-yazarlık bir yana, yurdun büyük bir kısmının midesine, Buğday ve Mısır'dan başka tarım ürünü girmediği gibi yazı pancarı vb. gibi tabiatın sunduklarını biliyordu demek yanlış olmaz sanırım...

Köy Enstitüleri, şair Can Yücel'in babası Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde; 17 Nisan 1940 yılında kurulur.
"Bu bizimdir, kimseden almadık; bizden alsınlar" demiştir üstelik.

Cennet mekan Hasan Ali Yücel,
5/6/7 ve 8'nci dönem İzmir Milletvekilidir (CHP'den),
Milli Eğitim Bakanı ve
Köy Enstitüleri Kurucu Başkanlığı da ek sıfatlarıdır.

Ölmez'imiz (düşünce ve fikirleriyle elbette) ve Önderimiz Atatürk'ün, "Liyakatli insanlardan" oluşan bir ekip kurulması talimatı verdiğini ve Köy Enstitüleri projesinin hayata geçirilmesini çok istediği yazar, yakın tarih kitaplarında...

Köylere atanan öğretmenler sadece alfabeyi değil, başta tarım, tekstil, makina teçhizatı, kısacası eli sanata ve sanayiye yatkınların şehre gönderilmesi, topraktan anlayanların ise köylerde istihdamı sağlanmış, sosyal hayatları da değişmeye başlamıştır ki; işte o vakit olanlar olur!

Türkiye'nin NATO üyeliğiyle iç işlerimize dış müdahalelerin de artığı dönemlere rastlar Mustafa İsmet İnönü'nün direncinin artığı fakat bir süre sonra istemeyerekte olsa kabül ettiği yaptırımlarla karşılaşır; bunlardan en önemlisi, farklı şehirlerde kurulan 21 Köy Enstitüsü'nün kapatılması istenmektedir, ABD tarafından..!

Cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İnönü Enstitüleri değil, sert bir dille bu meselenin bir daha açılmamak üzere kapatılmasını ister!
Restini çeker...

İnönü'nün restine rest, kendi içimizden gelir.

ABD, CHP'nin içinde kendisine yeni bir ortak (!) bulur.
Konuyu bilenler nasıl da şıp diye bu kişinin "Adnan Menderes" olduğunu, daha ben yazmadan önce bildi sanıyorsunuz?

Rivayet muhtelif; Adnan Menderes bu mesele yüzünden midir bilinmez ama o dönemde CHP'den ayrılarak, ülkede uzun soluklu iktidarda kalacak olan Demokrat Parti'nin Kurucu Genel Başkanı ve Başbakan olarak siyasi yaşamına devam edecektir.

Nüfusun büyük bir bölümünün kırsalda yaşadığı bu süreçte, Köy enstitüsü güneşinden kısa süreliğine yararlanmıştır; kısa sürede enstitülerde Bin 308 kadın ve 15 bin 943 erkek toplam 17 bin 251 köy öğretmeni yetiştirilmiştir.

Buralarda eğitim alan yüzlerce insanımızın bugün hala isimleri rahmet ve minnetle anılmaktadır.

Köy Enstitüleri'nin kapatılması özellikle sol çevrelerde derin tesir bırakmıştır. Şimdilerde de durum pek farklı değil elbette...

Yıllarca bu modele geçilmesi için mücadele edildiğini duyuyor, okuyoruz; köy enstitülerindeki çalışmaların anlatıldığı her ortamda insan, bugünle kıyasladığında derin bir nefes çekiyor, ben de onlardan biriyim mesela...

Enstitülerin kapatılmasının en büyük nedenlerinin başında, muhafazakar siyasi kimlikli siyasilerin "koministler militan yetiştiriyor" ifadelerinin, yine muhafazakar seçmende karşılık bulması gösterilir mesela...

Unutulduğu sanılır ama küllerinden yeniden doğacağına inanıyor ve en kalbi duygularımla ve de sol ve sağ beyin loplarımın ortak kararıyla bu projeyi destekliyorum.

Tarım ürünlerinin enflasyon karşısında üretilmemesi, üretilse bile pahalı oluşu, orta ve dar gelirli ailelerin varolma savaşını kazanamayacaklarını bu sebepten köye dönme arayışında olduklarını biliyor, görüyoruz...

Tam da bu esnada CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha önce küçük harflerle konuştuğu "Çözüm Köy Enstitülerinde" sözünü, büyük puntolar atılarak yazıldığına şahit oluyoruz, şu günlerde;
işkembe-i kübradan değil!
Boş değil, dayanaksız hiç değil!

Yanında yamacında ve ne amaçta olursanız olun her daim bir köylü çocuğu olarak bu projenin yanındayım; Kemal beyim de bilsin isterim.

Sözüne benden de, Söz olsun..!