Yüreğimiz yanıyor, canımız acıyor. Türkiye'nin her yerine Suriye şehitlerimizi Türk bayrağına sarılı tabutlar içerisinde babaevlerine getiriyoruz. Yangın yerindeki şehit annelerinin ağıtları sözü bitiriyor. Başınız sağ olsun, başımız sağ olsun demeye devam ediyoruz. Bir şehit yakını olarak bu sözün sonrasında yaşananları en iyi bilenlerdenim. Hayatlar bitiyor, umutlar yok oluyor,kapılar kapanıyor,kalanlar yaşayan ölüye dönüyor. Şehit yakını olmak kalan ömrünüzü şehit acısı ile geçirmek kolay değil. Bu güne kadar yaklaşık 600 Suriye şehidimizi vatan toprağına emanet ettiğimiz gerçeği ile sarsılıyoruz.
Elbette ki, ülkemize terör gönderen Suriye topraklarındaki hainleri, katil sürülerini sınırlarımızda barındırmak, onlarla komşu olmak doğru olmazdı. Aynı şekilde Suriye'de yaşanan insanlık dramına, sivil halkın çaresizliğine, katledilmesine, zulme uğramasına sessiz kalamazdık. Sınırlarımızı Suriyeli mültecilerin girişine açarken kapıları sonuna kadar açık tutmalı mı idik, bunu tartışabilir ve konuşabiliriz. Bu gün Türkiye'nin her yerinde Suriyeli mültecilere rastlamak mümkün. Eli silah tutan Suriyelilerin nargile fokurdatıp,havuz ve deniz sefası sürdüğü bir Türkiye hayalimiz hiç yoktu ama buna da şahit olduk. Yersiz, yurtsuz içimizdeki çaresiz Suriyeleri görünce de içimiz sızlıyor. Şunu biliyoruz ki Suriye ne Amerikalıların ne Rusların,ne Fransızların ne de Türklerindir. Suriye Suriyelilerindir,Türkiye'nin de Suriye'den hiçbir toprak talebi yoktur. Bunu Türkiye'yi yönetenler sürekli tekrarlamaktadır. Türkiye'nin tek derdi sınırlarını korumak ve Suriye'de yaşanan insanlık dramını sonlandırmaktır. Türkiye bunu yaparken, Suriye halkına herhalde siz kenarda bekleyin, biz sizin yerinize vatanınızı koruyalım demez ve demeyecektir. Suriye'de Türkiye'nin üzerine çevrilen hain namlular kahraman Mehmetçiklerimizi şehit etmektedir. Suriye ile sınırı olmadığı halde Suriye'de menfaati olan Amerika ve Rusya Suriye'de yaşanan katliamın gerçek sorumlularıdır. Onların derdi mülteci durumuna düşen sivil halkı korumak değil, bu durumu yaşayarak daha net görüyoruz. Türkiye Suriye'de sivil halka koruma kalkanı olurken, eli silah tutacak yaştaki Suriyelilerin Türkiye'nin her yerine yerleştiklerini görmekten bir şehit yakını olarak rahatsız oluyorum. Eli silah tutacak yaştaki sağlıklı Suriyeliler ülkemizde cirit atarken, Suriye topraklarında neden ülkelerini korumak için olmadıklarını anlamakta zorlanıyorum. Suriye Suriyelilerin ise Suriyelilerin Türkiye'de işi ne? Hasta, yaşlı,çocuk,kadın Suriyelilerin başımızın üstünde yeri vardır. İnsan olmakta bunu gerektirir. Ülkesini terk edip Türkiye'ye veya başka bir ülkeye sığınan sağlıklı Suriyelilerin vatan sevgileri tartışılmaz mı? Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Kurtuluş savaşını kadın, erkek, çoluk çocuk, yaşlı, genç yaşamış bir ülkeyiz. Kurtuluş savaşı yaşanırken Türk halkı ülkesini terk eden, kaçan bir millet asla olmamıştır. Eğer Türk halkı da aynısını yapmış olsaydı acaba yeni Türk Devleti kurulabilir miydi?
Bayrağımızı gönderinde özgürce dalgalandıranlar, al bayrağımıza kanının rengini veren aziz şehitlerimizdir. Bizim atalarımız vatanımızı terk ederek kurtarmadı. Şehitlerimize,gazilerimize, atalarımıza minnettarız. Bugün bizlerde kaçmıyoruz, ülkemizi de terk etmiyoruz, böyle bir düşüncemizde yok. Zaten bizim için kaçacağımız ya da kapılarını bize açacak bir ülkede yok. Vatanımız için biz şehitler tepesini gerektiğinde boş bırakmıyoruz. Şehitlerimize minnettarız. Gün olur Türkiye dara düşerse bize sığınan Suriyeliler, eline silah alıp bizimle aynı safta savaşırlar mı? Türkiye bizim vatanımız değil, niye savaşalım derlerse buna hiç şaşırmam