17 -25 Aralık yıldönümü, paralel çeteye operasyon vs. derken , hükümet veçhesinden yeni bir icraat daha gündeme geldi. Harf İnkılabı’na ilişkin kamuoyu kritikleri eşliğinde ,öğrenim sistemimiz de Osmanlıca dersleri…
Bana kalırsa, Bu milletin Cumhuriyet Dönemi ile birlikte kendisine yaşatılan inkılap ve devrim adı altındaki travmalardan biri de harf inkılabıdır. Bir gece alim uyuyup , sabah cahil kalkmanın kişiler ve toplum üzerindeki etkisi, başka nasıl tarif edilebilir ki !.
Pek çok hakikat gibi bu konu ile de bir gün yüzleşecektik. Ancak bazılarının zannettiği gibi bu saltanatın geriye gelişi, irticanın hortlaması olmayacak. Korkmaya gerek yok. Bu hamle tarihimiz ile yüzleşmenin ve barışmanın alametlerinden biridir. Cumhuriyetin kazanımlarından vazgeçecek halimiz yok, ama tarihimizden korkmamak eğrisi, doğrusu ile yüzleşmek zorundayız.
Peki Osmanlıca öğreneceğiz de ne olacak ?
Yıllarca İngilizce öğrendik de ne oldu ! Ne yaptık yani Sheakspear ‘in eserlerini tercüme ettik de sterlinleri cebimize mi doldurduk ! Öğrenmek ne işe yarar ise onu yapacağız.
Hukuk devleti olan ülkemizde, her ne kadar yasa metinleri epeyce Türkçeleşti ise de bu ülkede hala ana mevzuat Osmanlıca kelimeler ile dolu.
Hukuk Fakültesi birinci sınıfa ilk başladığımda ,Prof. Fırat Öztan Hocanın Medeni Kanununu almıştım. Ders çalışmaya çalışıyorum ama sanırsın ki ,başka bir ülkede üniversite kazandım, önce dil öğrenmeye çalışıyorum. Baktım olmayacak kolaylık olsun diye sadeleştirilmiş Türkçeye çevrilmiş hali ile Hıfzı Veldet Hocanın kitaplarını aldım. Bir Fırat Hocanın kitabına bakıyorum , bir Hıfzı Veldet Üstad’ın. İkisini de anlamıyorum. Aman Allahım ne büyük azap çekiyorum. Halimi görseniz ,İran’dan gelmiş Türkçe öğrenmeye çalışan hukuk öğrencilerinden farkım yok. 17 yaşında bir genci Hukuk Fakültesi‘ne dört yıl sonra avukat ,hakim adayı olacak diye yerleştir. Bir kelime Osmanlıca bilmesin.
İstediğin kadar, hakime ,yargıç; rehine , sağlanca ; gayrimenkule ,taşınmaz de , tam yerini bulmuyor işte. Anlam kayması, anlam daralması oluyor, berbat bir hal çıkıyor ortaya.
Diyebiliriz ki, Osmanlıca kelimeler Latin Alfabesi ile yazılmaya devam edilsin. Arap alfabesi ile yazılmasın ! Bir hukuk mezununun orijinal metinden, 1868 tarihli ilk medeni yasamız olan Cevdet Paşa’nın Mecellesini okuyamaması çok dramatik bir durum.
Öyle ağır bir toplumsal şizofreni yaşamışız ki tarihimize dair – İslamiyet öncesi dönem hariç – her şeyden korkuyoruz. İrtica mı gelecek, şeriat devleti mi olacağız neviinden saçma sapan takıntılarımız var.
Bu kadar korku ile de yaşanmaz ki !