Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla özellikle Amerikan yapımı aksiyon, bilimkurgu, korku-gerilim temalı filmler, sinemalarda boy göstermeye başladı.
Bunun tipik örneği, sezonun “gişe canavarına” aday filmlerinden aksiyon severlerin büyük keyif alacağı “Yenilmezler: Ultron Çağı” bu hafta seyircinin karşısına çıktı.
Üç yıl önce gösterilen ilk filmin gişe başarısı yapımcılarını hoşnut edince, “Yenilmezler in bir seriye dönüşmesi de kaçınılmaz oldu.
İkinci filmde Yenilmezler ekibinde Thor, Black Widow, Iron Man, Kaptan Amerika ve Hulk, Hawkeye ve Nick Furry’nin yanı sıra Quicksilver ve Sacarlet Witch de serüvene katılıyor.
Yönetmenliğini Joss Whedon’ın üstlendiği “Yenilmezler:Ultron Çağı”nda Robert Downey Jr., Scarlett Johansson, Samuel L. Jackson, Chrıs Evans, Mark Rufallo, Jeremy Renner, Stellan Skarsgard gibi deve dişi oyuncular rol alıyor.
Tony Stark uyku halindeki barış programını başlatmayı deneyince işler karışır. Kahramanlar, bir yandan gezegeni dengede tutabilmek için teste tabi tutulur. İlk filmdeki Ultron’un korkunç planlarını durdurmak Yenilmezler’in görevidir.
İlk filminden beğeni ile ayrılanların yanı sıra, aksiyon sever izleyicilerin beklentilerini fazlasıyla karşılayacağı 150 dakikalık bir seyirlik “Yenilmezler: Ultron Çağı”.

-Dizi Emekçileri İsyanda-

Her akşam haber kuşağının ardından izleyiciyi ekran başına kilitleyen diziler, Türk ailesinin vazgeçilmezi oldu.
Yemeğin ardından TV başına oturan aileler neredeyse 150 dakikayı bulan dizileri, uykusuzluğu da göze alarak geç saatlere dek pür dikkat izliyor.
Artık diziler ailelerin tek eğlencesi oldu.
Uzun olsa, aralarda sıkça reklam yayınlansa da tipik Türk ailesi yemeğin ardından TV karşısına kurularak başlıyor tutkunu olduğu diziyi izlemeye.
Buraya kadar yazdıklarım izleyici açısından son derece doğal.
Asıl mesele dizilerin çekiminde oyuncular kadar büyük emeği olan set emekçilerinin isyanı.
Üç saate yakın süren dizilerin çekimindeki çalışma koşullarının ağır olması dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Diziyi yayınlayan kanalların daha fazla reklam adına yapımcılara bölümlerin uzun çekilmesi şartını dayatması, hem oyuncuları hem de diğer set ekibini isyan noktasına getirdi.
Öyle ki bölüm başına 100 bin liraya yakın astronomik ücret alan başrol oyuncuları bile ‘’artık yeter’’ diyerek bayrak açtı.
Dizi oyuncuları 6 günde bir 150 dakikalık bölüm çekmenin neredeyse olanaksız hale geldiğini belirterek çalışma koşullarına karşı çıkıyor.
Oyuncular Sendikası Genel Başkanı Meltem Cumbul da sendikaya en fazla şikayetin çalışma saatleri konusunda geldiğini belirtiyor.
Cumbul, ücretlerin zamanında veya hiç ödenmediğini, işi yetiştirmek için insani çalışma koşulları sınırlarının aşıldığını vurgulayarak, yaşanılan ortak sorunu dile getiriyor.
Kuşkusuz uzun ve kötü koşullarda çalışmak, sigortasız set emekçilerinin iş güvenliğini de tehlikeye atıyor.
Bu kötü çalışma koşulları ne yazık ki önlenemiyor.
Dizi sektörü kendi başına bırakılmış halde. Ne yeterli denetim ne ağır yaptırım var.
Bu kadar yakınmaların ardından Oyuncular Sendikası’nın girişimi ile dizi ve film setleri az tehlikeli sınıftan tehlikeli sınıfa alınabildi.
Çocuk oyuncular için günlük çalışma süresi getirildi.
Tabii bunlar, başıboş bırakılan, insan emeğini olabildiğince sömüren dizi sektörünü kural altına alma adına olumlu bir adım. Ancak yetersiz.
Uzun süreli bölüm çekmek hem dizinin kalitesini düşürüyor, hem de ekip ve oyuncuların 16-17 saat, hatta bazen daha fazla çalışmalarına neden oluyor.
Bu kadar uzun süreli çalışan oyuncu ve ekip ne denli başarılı olur?
Reklam kaygısı ile uzun süreli çekilen dizilerin birkaçı hariç çoğunluğu gittikçe niteliğini yitirmesinden, izlenmemesinden ötürü sezonu tamamlayamadan yayından kaldırılıyor.
Set emekçileri insani bir ortamda sigortalı çalışabilmeli, dizi bölümleri uluslararası standartlarda olduğu gibi 45-60 dakika aralığında çekilmeli.