Malum işsizlik giderek artıyor, çift hanelere ulaştı. Böyle giderse daha da artacak gibi.
TÜİK, genel işsizlik oranını yüzde 10.9 olarak açıkladı. Üniversite mezunu gençler arasında bu oran yüzde 20’ler düzeyinde.
İşsizliğin artması ile birlikte işsizlik aylığı almak için başvurular da çığ gibi büyüyor.
İşsizlik aylığından, kendi kusuru olmaksızın işini yitirenler ve gerekli koşullara uyanlar yararlanabiliyor.
İşsizlik Sigortası’nın uygulanmaya başladığı Mart 2002 ile 28 Şubat 2015 tarihleri arasında 5 milyon 451 bin kişi, işsizlik aylığı almak için İŞKUR’a başvuruda bulunmuş.
Başvuranlardan 3 milyon 842 binine belirli sürelerle işsizlik aylığı ödenmiş.
Bu sürede başvuruları kabul edilenler, fondan toplam 8 milyar 802 milyon lira aylık almış.
İşsizlik Sigortası Fonu’nda halen 84 milyar liraya yakın para var.
TÜİK’in son açıkladığı rakamlara göre 3 milyon 145 bin kişi işsiz.
Bu rakam, İŞKUR’a başvuruda bulananları kapsıyor. Umudunu tüketip, başvuruda bulunmayanlar dikkate alındığında; gerçek işsiz sayısı daha da fazla.
3 milyon 145 bin işsizden 323 binine fondan işsizlik aylığı ödeniyor.
Yani mevcut işsizlerin yaklaşık yüzde 10’u fondan aylık alabiliyor.
Bu rakam, diğer ülkelere göre son derece düşük.
Fondan en fazla 10 ay maaş ödeniyor.
İşsizlik aylığından yararlanabilmek için aranan koşulların ağır olması, fondan aylık alanların sayısını azaltıyor.
Oysa, Almanya’da toplam işsizler içinde aylık alanların oranı yüzde 40, İtalya’da yüzde 25, Avusturya’da yüzde 30, Belçika’da yüzde 71, Fransa’da yüzde 46, İspanya’da yüzde 25.
Türkiye’de işsizlerin ancak yüzde 9.4’ü fonda biriken paradan yararlanabiliyor.
Sadece Slovakya’da işsizlik aylığı alanların oranı yüzde 8.3 düzeyinde.
Kendi kusuru olmaksızın işini yitirenlerin tümü işsizlik aylığı alamıyor.
İŞKUR’dan aylık alabilmenin birinci koşulu, işsiz kalınan tarihten önceki son 120 gün kesintisiz çalışma, yani sigorta primlerinin kesintisiz 4 ay yatırılmış olması.
Bu koşuldan ötürü işsiz kalanların çoğunluğu aylık için başvuru yapamıyor.
Bunun nedeni de Türkiye’de bir işte uzun süre çalışabilenlerin sayısı çok az.
Özellikle niteliksiz ve deneyimsiz işçiler çok sık işten çıkarılıyor.
Bundan ötürü kesintisiz 120 gün çalışma koşulunu yerine getiremiyor.
İkinci koşul ise; işini yitirdiği tarihten önceki son üç yılda toplam 600 gün çalışılması veya bu süre kadar sigortaya prim ödenmesi.
Her iki koşul, Türkiye gibi işsizliğin yaygın olduğu bir ülkede çok ağır.
Bu koşulları yerine getiremeyenler de doğal olarak işsizlik aylığından yararlanamıyor.
Daha çok işsizin fondan aylık alabilmesi için bu iki ağır koşulun hafifletilmesi gerekiyor.
Özellikle 120 gün koşulu 60 güne düşürülürse; çok sayıda işsiz aylığa hak kazanabilir. Yine 600 gün de daha aşağılara çekilebilir.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir süre önce bu iki koşulun işsizler lehine yeniden düzenleneceğini açıklamıştı.
Şimdi işsizler bu sözün yerine getirilmesini dört gözle bekliyor.