Bu hafta da yine derinliği olmayan, izleyicinin belleklerinde çok iz bırakmayacak, güldüren, geren ve hüzünlendiren filmler gösterimde.
Bu filmler arasında Haluk Bilginer’in de rol aldığı 13 Emmy ödüllü Jon stewart’ın ilk yönetmenlik denemesi olan Rose Water (Gül Suyu) yedinci sanat tutkunlarının ilgisini çekebilecek nitelikte bir seyirlik.
Film, İran asıllı Kanadalı gazeteci Maziar Bahari’nin anılarına dayanıyor.
Bahari’nin İran’da 118 gün boyunca işkence görerek gözaltında kalışının öyküsünü anlatan “Gül Suyu”nu ne yazık ki Samsunlu sinemaseverler izlemekten yoksun kalacak.
Samsunlu sinema işletmecileri nitelikli, hatta Oscar’a aday olan, ödüller kazanan filmleri sırf “gişesi yok” gerekçesiyle gösterime sokmaktan kaçınıyor.
Sanırım, “Gül Suyu” da ticari kaygılardan ötürü Samsun’da gösterime giremedi.
Bir kez daha yineliyorum, üniversite öğrencilerinin çok olduğu, çevresinde 4 veya 5 il bulunan Samsun’da bu tür filmlerin izleyicisi her daim vardır. Olmaya da devam edecektir.
İşletmecilerin, gişeye yönelik filmlerin yanı sıra gerek Türk, gerekse dünya sinemasının nitelikli yapıtlarına salonlarda yer açmaları en azından yedinci sanat tutkunları adına bir sorumluluk.
İşletmecilerin izlenebilesi, bu tür filmleri seyirciden yoksun bırakmaya da hakları yok.
Sinema işletmeciliği salt gişe başarısı üzerine kurulamaz.
Umarız, bundan sonra Samsun’un iflah olmaz film tutkunları, nitelikli yapıtları sinemalarda izleme olanağına kavuşur.
Türk sineması bu sezon bereketli bir sezon geçiriyor.
Bu sezon gösterime giren ve girecek olan yerli film sayısı 120-130’yi bulacak gibi.
Çekilen filmin çokluğu, Türk sinemasının üretkenliği adına sevindirici olsa da belleklerde iz bırakabilecek film sayısı çok az.
Bu üretkenlikten nasibini alan “Aşk Olsun” ile “Sonsuz Bir Aşk” bu hafta gösterime giren yerli yapımlar.
Yönetmenliğini Murat Serezli ve Neslihan Yıldız Alak’ın üstlendiği İlker Aksum, Sedef Avcı, Kenan Ece ve Selen Seyven’in oynadığı “Aşk Olsun” romantik komedi türünde bir film.
Neşeli, enerjik ve hareketli karakterleri ile seyircinin hoşça vakit geçirebileceği, salondan çıktıktan sonra unutacağı “Aşk Olsun”, müzikleri ile dikkatleri çekiyor.
İrem Derici’nin seçkisinden oluşan filmin müzikleri daha çok romantik şarkılardan oluşuyor.
Haftanın bir diğer yerli yapımı yönetmenliğini Ozan Uzunoğlu’nun üstlendiği “Sonsuz Bir Aşk”.
Kanser hastası Volkan’ın hastanenin ambulansını kaçırıp çıktığı yolculuğu acı bir tebessümle anlatan filmin başrol oyuncuları İsmail Hacıoğlu, Ferhat Gündoğdu, Süleyman Turan ve Özlem Tekin.
Filmde , bir yudumluk hayatı doya doya yaşamaya çalışan iki kanser hastasının yitirmedikleri umutlarına, yol arkadaşlığına tanık oluyorsunuz.
Duygusal sahnelerin ağırlıklı olduğu, toplumun baş belası illet hastalığı bir kez daha anımsatan ve en önemlisi verdiği mesajlarla izlenmeyi hak eden film “Sonsuz Bir Aşk”.
Bu hafta gösterime giren “Piramitin Laneti” korku ve gerilim tutkunlarını fazlasıyla hoşnut edebilecek, beklentilerini karşılayabilecek nitelikte bir seyirlik.
Mısır’da 5000 yıldır gün ışığı görmemiş piramidi keşfeden bir grup Amerikalı araştırmacının karşı karşıya kaldığı gizemi, korkuyu, gerilimi anlatan filmin yönetmenliğini adı pek duyulmamış Grégory Levasseur üstlenmiş.
Film, eleştirmenlerce olumlu karşılanırken, nitelikli bir gerilim türü olarak değerlendirildiğini de belirtelim.