Kan değişiminin ardından bir galibiyet iki beraberlik aldık. Engin Hoca gelişiyle birlikte iki zorlu deplasman sınavına çıktı. Üç puan almak içten bile değildi ama en azından kayıpsız geçirmek de önemliydi.

Elazığspor'la 21. randevuya çıktık. Rakip galip gelse ikinci sıraya yükselecekti. Evinde oynamanın avantajını iyi değerlendirip kazanma arzusuyla oyuna başlayan Elazığspor'du.

Oyuna çok kötü başladık. Rakip kaleye ilk şutumuzu yirmi dördüncü dakikada Ahmet Cebe ile atabildik. Kalemize ortalanan her yan top, tehlike yaratıyor. Ne defans uzaklaştırabiliyor ne de Furkan topa çıkma gereği duyuyor. Rakibin değerlendiremediği topları uzaklaştırırken bile, geri onlara iade edip olmadı tekrar deneyin dercesine hatalar yaptık. Yediğimiz her iki golde de bir an kendimize gelip Halil İbrahim Pekşen'le golleri bulduk.

Şimdi asıl sıkıntımıza gelelim...
Bakınız bu ligde yabancıların iyiyse sonuca gidersin. Şimdi sormak lazım 'O sene bu sene' parolasıyla yola çıkan bu takımın yabancıları neden oynamıyor? Özellikle Ayite iki haftadır takımı on kişi oynatıyor. Bildiğimiz Ayite, bu olmamalı. Hedefe oynayan takımın yabancılarının bu kadar nazlı oynama lüksü yok. Engin Hoca ve yönetim, ya konuşun oynatın ya da devre arası ıskartaları gönderin.

İki farklı yarıda iki farklı oyun sergiledik. Özellikle Ayite yerini Göksu'ya bırakınca oyunda denge sağlandı. Hatta galibiyetin kaçmasına üzülmedim desem yalan olur.

Maçın hakemi Kadir Sağlam'ı kutluyorum. On numara maç yönetti. Maçı çirkinleştirmek isteyene taviz vermedi. Futbolu bazı çok bilmiş sözde hakemler gibi basit pozisyonlarda oyunu durduran değil, oynanmasını sağlayan bir hakem izledik bu da maçın seyir keyfini yükseltti. Bu genç hakem, zamanla abilerine özenmezse Türk futbolu iyi bir hakem kazanacaktır.

Evet zorlu deplasmanda bir puan iyidir. Siz değerli okuyucularımız için gittik yerinde izledik yollarda köşemizi yazıp siz değerli okuyucularımızla görüşlerimizi paylaştık. Umarız bu takımın grafiği gittikçe yükselecektir. Beklentimiz bu doğrultuda...