Artık neye üzüleceğimizi bilmiyorum. Deplasman yollarında çektiklerimize mi ? İnsanlıktan nasibini almamış sözde protokol kişilerinin çirkin saldırısına mı? Alınan mağlubiyete mi? Yoksa koskoca bir şehrin, belediye takımları karşısında rencide edilip yerlerde sürünmesine mi derken neler neler işte...

Osman Özköylü'yle ilk resmi maçımıza çıktık. Kadro olarak iyi ve zirveye oynayan Büyükşehir Gaziantepspor'a deplasmanda 3-0 mağlup olduk.

Futbol her sonuca açıktır, fakat hatalar bireysel olup sonuca yansıyınca; bizler de eleştirmek zorunda kalıyoruz.

Bana göre özet olarak....
Bu takımın sigortası Ercan Yazıcı'dır, son maçta eksikliğini gördük aynı zamanda kaleci Furkan'ın önünde kendisine en çok güven veren isimdir Ercan.

Furkan'ı çözemedim, kurtarışları mükemmeldi belki ama kafası kesinlikle rahat değildi. Gerek yediğimiz gollerde gerekse topa çıkışlarındaki tedirginlik, bir türlü uzaklaştıramadığı toplar, uzaklaştırdıklarında yükseklik veremediği toplar, bizlere tehlikeli pozisyonlar olarak geri döndü. Furkan için şanssız bir gündü.

Bu takımın penaltıcısı Murat Gürbüzerol olmamalı...
Osman Hoca için sözüm;
Hocam kadrosu kısıtlı bir takımın hocasısınız, agresif olabilirsiniz ama bu görüntü hem size hem bize zarar verir. Kulübe önünde hareketlerinize biraz daha hakim olun derim. Samsunspor'un menfaatleri için sabırla size destek vermeye devam edeceğiz...
Belediye takımlarına bakış...
Belediye takımları futbolun seyir keyfini yok etmiştir...
Belediye takımlarının, yerin idari temsilcilerini, siyasilerini mutlu etmekten başka katkısı yoktur. Şehir takımlarına gönül veren hiçbir taraftar belediye takımlarını ne sever ne de kabullenir.
Neden mi? Çünkü gönül verdikleri şehir takımları yüksek bütçeli belediye takımlarının hep gölgesinde kalarak, tiyatro izleyicisi gibi azınlık taraftarı olan kulüplerin karşısında ezilmişler yok olmanın eşiğine gelmişlerdir.
Tribünlerini belediye çalışanları ya da altyapı oyuncularıyla doldurarak şirin taraftar profili oluşturmaya çalışıyorlar.

Gelelim Büyükşehir Gaziantepspor'un Texas protokolüne...
Maç öncesinden maç sonuna kadar Osman Hocaya eşi ve ailesinin önünde süresiz edilen küfürler. Bu küfürler ne maraton ne de kale arkası, pardon seyircisi mi var o trübünlerde. O küfrü edenler Vip trübünündeki artık belediye işçisi midir bilemem, üzüldüğümüz o çirkin tabloya gevrek gevrek gülümseyen o şehrin seçtiği sözde milletvekilleri, bizlerin ve Erkut Başkanın tartaklanmasına zemin oluşturdular...
İlginç olan şu ki....
Ulusal bir ajansa olaydan bir saat sonra tek taraflı haber yaptırılması.
Kimse detayı bilmezken bu ulusal basına köşe yazısı gibi uzun sadece Samsunspor cephesini suçlayan haber yaptırılıyor... Neymiş efendim Erkut Başkan tehdit etmiş... Allah Allah...
Peki ben neden küfürler eşliğinde tartaklanarak ölümle tehdit edildim?
Neden mi? Oradaki tarafımıza yapılan çirkefliklerin görüntülerini ele geçirmek için. Madem tehdit eden Erkut Başkan, bu görüntülerden neden rahatsız oldunuz sizin için daha iyi değil mi? Biz Samsunspor için adeta bir savaş verdik, tribünde galip de geldik.
Lütfen artık belediye takımları önünde madara olmak, Samsun kümeye sesleri duymak istemiyoruz... Onlar gibi saygısızca değil ama hakkımızı savunan siyasilerimiz lütfen artık üzerimize oynanan oyunlara dur deme zamanı gelmedi mi?
Saygılarımla...